Hayatın Pınarı Olan Büyülü Bir Dünya-1-
Kaç gündür uykusuzdum bilemiyorum, bir an sızmış kalmışım
benim gibi dağınık duran kanepenin üzerine, papatyam gittiğinden kaybolduktan
sonra, ben beni kaybetmiş her yerde onu ararken bitkin ve yorgun kalmış
kanepede uyuya kalmışım. Kaç saat uyduğumu da bilmiyordum. Gözlerimi açtığımda,
odanın lambası kısık kısık yanıyordu ya da dünya bana kısık gözlerle bakıyordu.
Nede olsa papatyamı kaybetmiştim. Onunla Üniversitede tanışmıştık, aynı sınıfta
aylarca okurken birbirimizi fark etmemiş, edebiyat dersinde ikimizde aynı
soruya ayağa kalkarak cevap verdiğimizde tanışmıştık. Hangi yazardı
hatırlamıyorum soruda o adını hatırlamadığım pardon aklıma geldi Orhan Pamuğa hangi
nedenden dolayı Nobel ödülü verilmiştir sorusuna aynı anda” Kentinin
melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbiriyle çatışması ve
örülmesi için yeni simgeler bulan' Orhan Pamuk'a verilmiştir” cevabını verince,
ikimizin de edebiyat dünyası hayatın pınarı olan büyülü bir dünya olduğunun
farkına vararak okul çıkışında tanışmış ve sohbetimiz edebiyat üzerine devam
etmişti. Ben onu her gördüğümde gülümsemesini açan bir açan bir papatya
benzettiğim için, adını papatya koydum kendisi de bu ismi beğenerek hep papatya
diyerek çağırmamı söyledi. O kadar neşeliydi ki ona Birhan Keskin’in dizesi olan”
dürtme içimdeki narı damlayacak, üstümde beyaz gömlek var” yani nar yediğim
değil, seni sevdiğim için aşk içimde papatyaları açtırırken gömleğimde beyaz o
nedenle kalbimde açan çiçekler belli olacak diyerek şakaları yapınca.
-Belli olsun canım birbirimizi sevdiğimiz.
Diyerek boynuma sarılmasını istediğimde, her defasında bunu söyler boynuma sarılmasıyla dünyanın en mutlu aşığı olurdum. Günümüz dünyasında, insanların davranış sınırları öngörülemez bakış açısıyla sıradanlaşırken zamana, duruma ve ortama göre değişmekte ve bu durum zamanla gösterilen tepki ile sınırları fark edilse de bizim dünyamızdaki tutum ve davranışımız o kaybolana kadar hiç değişmedi ve sıradanlaşmadı hep aynı samimiyetle koruduk sanıyordum, belki yanılmış olabilirim sonuçta beşerim şaşarım onun gibi. Acaba hangi tepkinin neticesinde, bu tepkisini bana göstermeden kayboldu ve gitti çözemedim bunlar benim teorilerim sadece.
Papatyamla dinlediğimiz Orhan Babanın “bir görüşte âşık
oldum” eserini dinlerken, hep ayağa kalkarak bizi anlatan o melodilerine, saygı
duruşunda bulunuyorum, ondan bana kalan tek şey bu şarkımızdı.
Mehmet Aluç