Mutabakat olduğumdu ama sadece
sözcükler ve dillenen muradım ama sadece Rabbin duyduğu Rabbin bildiği ve tek
Sığınağım…
Gün geçmiyor sönüyor yıldızlar.
Gün geçmiyor içimdeki ateş daha da
harlanıyor.
Kırgın bir günün mealinden de fazlası
içimde saklı ama infilak etmeden de duramıyor kâh yüreğim kâh kalemim kâh
sevdiğim kâh varlığımdan bihaber iken cihan.
Na’şı dünün: neler kimler saklı
özlemin dillendirdiği.
Nesri ömrün günbegün kayıt açtığım.
Şiirlerse azınlıkta değil
aymazlığımda büyüyor hem anlamlar hem imgeler.
Taban tabana zıt olduğum insanlar her
halükarda yüreğime alabildiğim akabinde iteklendiğim ve ötekileştirilen saf
sevgim saf kan mizacım safiyet yüklü bense sevgide dostlukta saf tuttuğum kadar
akabinde gidip bir de af diliyorum kırgınlığım dağlar kadar kırılan yüreğimden
taşanlar dalgalar kadar dalga boyunda bir acı şerh düştüğüm güne ve gün yüzü
görmeme izin verilmezken asla da kaderin bir suçu olmadığını net anladım artık
çünkü…
İnsan sevgimin çıtası yükseldikçe.
Kat çıktıkça göklere…
Her nasılsa yerin dibine sokuluyor
mizacım bense yoklamada hep bulunduğum kadar yok sayılmamın da bir hikmeti olsa
gerek ki…
Sığınağım hep insanlar oldu çocuk
yaşımdan bu yana hep sevdim insanları ve çağ atladım çığ gibi de büyüdü
yüreğimin kırgınlığı.
Allah hep Var olan ve yoktan var eden
elbet iman gücümle geldim bu günlere değin ve artık biliyorum ki:
Yaratandan dolayı yaratılanı sevmem
hiçbir anlam taşımıyor/muş o kadar çok hata addedildi ki insan sevgim hem de
cinsiyet yaş ırk renk tanımadan sevdiklerim bir ömür.
Çocukluğumda beni büyüten ailem kadar
da çok insan vardı çevremde hem de pek çok farklı dine mensup ve onlardan
öğrendim:
Sevginin dini, dili, ırkı, yaşı,
mevkii olmadığını ve bunu şiar edindim bir ömür ve sebepli sebepsiz sevdim
insanları.
Yalnız kılındığım kadar yalnızlığımı
da görmezden geldim ve…
Gözümü o kadar çok sevgi bürümüştü ki
ve tüm saflığımla insanların beni sevdiğine inandım gerek eğitim hayatımda
gerekse kısa süren meslek yaşantımda.
Sevenlerim oldu ama sevdiklerim hep
daha fazlaydı en çok da çocuklar ve öğrencilerim sevdi beni:
Öylesine katıksız öylesine derin ve
deruni ve ulvi bir sevgiydi ki bana sundukları.
Hayatımın en coşkulu yıllarını
okulumda okurken yaşadım ve o kadar çok sevdiğim arkadaşım vardı ki bu da
yetmedi ve…
Platonik bir sevdaya tutuldum ufacık
yaşımda.
Bunu arkadaşlarımın bir koz olarak
kullanacağı aklımdan dahi geçmedi ve neyin ne olduğunu çok sonra en yakın
dostum bildiğim bir arkadaşım dile getirdi:
Peki, ne mi olmuştu da itiraf
etmişti?
Lisede sırama bırakılan bir mektup
bir aşk mektubu:
Sevdiğim çocuğun ağzından yazılmış
bir mektup ki çocuğun farkında bile olmadığım kadar bu mektuba öylesine
inanmıştım ki ve…
Otuzlu yaşlarıma gelene değin bu
mektubu gerçek bildim ve bir gün:
Can arkadaşım ve dostum ve sırdaşım
aslında bunun bir oyun olduğunu ve tüm sınıfın beni kandırdığını bir oyun
oynadığını söyledi ansızın ağzından çıkardı baklayı zaten kısa süre sonra da
arkadaşlığımız sona erdi.
Konu benim saflığım mı yoksa haddinden
fazla insanlara ehemmiyet vermem mi artık bundan ben bile emin değilken…
Kısa kesiyorum ve o mektubun
arkasından çok sular aktı elbet çocuk aklımla düştüğüm bir aşk masalı aslında
bir tuzaktı tüm olup biten ve gördüm ki:
Ben kendime nasıl da uzak kalmışım
insanları sevmekten gözüm bir şey görmez olmuşken…
İçimden gelen bu birilerine illa ki
değer veriyorum.
İçimden taşan bu ama benim sevgim
insanlara yaramıyor ya da bana yaramıyor ve ben daha yeni yeni kendimi sevmeye
doğru yol alıyorum ve kendimden de çok sevdiğim biricik annem beni aldatmayan
beni kandırmayan karşılıksız seven tek insan ve son kaç zamandır annemle
sınanıyorum ki canım feda ona aslında konumuz bu da değil çünkü:
Sevmeyi seviyorum.
Öylesine öyle işte…
Sığındığım bir liman iken yüce Rabbim
bir sonrası dostlarım ve insanlar iken…
Öylesine laf olsun diye de sevmediğim
içimden gelen en çok da Allah rızası için sevdiğim ve ben inanılmaz kırgınım
ama bu sefer:
Sadece kendime çünkü kendimi hep
sonraya sakladım arka plana attım ki Allah bana sevmeyi çok küçük yaşta
öğretmişken nasıl oluyor da kendimi sevmem?
Sıra daha yeni yeni gelmişken
kendime…
Öylesine sevmediğim öyle işte.
Ve sığınağım sadece ve sadece Rabbim
bir sonrası mı?
Bunu zaman gösterecek.
Öylesine söylemek istedim aslında
öylesine de yazmaz öylesine de sevmezken çünkü ben sular seller gibi seviyorum.
Yüce Rabbim Sana şükürler olsun beni
bana özel ve tek yarattığın için ve ben en çok Seni seviyorum ve bana bu İlahi
Işığı sunduğun için müteşekkirim hem sevmeme hem yazmama sensin razı olan
sensin rıza gösteren ve sensin ta içimi tüm iyi niyetimi ve çabamı bilen…