Ucube bir güneşin ısısında kavrulurken hatıralarım; Gecenin esrarında bir keder-i muazzama içinde imdat diye haykırışların bilinmezliğindeyim.

Hayretlere hayret ettirecek ölçüde küfrani bir yolda bile en sadakatvari duygularımla bozmamak adına şahsiyet penceremi;
Kaderimin tecellisini değiştirmek adına miskinlik kulvarından çıkıp icraatkarane hislerimin yolunda düşüncelerimin tazyikiyle bir savaş veriyordum; sensizliğin karanlığında sen olana ulaşmak için...

Ayrılık rüzgarları sevda bahçemin yeşil yapraklarını kuruttuğundan beri emeklerimin karşılığını alamamanın derin hüznü çoktan kaplamıştı içimi.

Mahşer gibi bir kalabalıktan müteşekkil bir hatıralar topluluğunun hep bir ağızdan ismini anması kadar gece uykularımı kaçıracak başka ne olabilir?

Rüzgarında bile kokunu estiren bu eşsiz mazinin acımasızlığı önünde pervasız gündüzlerin gecelerinde tirtir titriyordum yalnızlığın soğuk betonunda..

Saplantılı bir duygu durumu olarak teşhis koyanlar haberdar mıdır bu yüreğe mızrak gibi onca saplanandan?

Bu kanayan gönül acısıdır; denge-yi ihtişamımı bozup adımı "biçare" diye ezanla koydular; bir sağ kulaktan bir de sol kulaktan.

Dualarımda bile seni bana kavusturması için yakardığım Rabbime karşı olan mahcubiyetim; "hayırlısını nasip et" demeye dilim varmayacak şekilde şerrine bile amin dedim bu sevdanın.

Allah muhafaza: sığınacağım tek yegane gücün Allah olduğunu bilmesem dışarıdan bu yaşadığıma "şirk" diyeceğim.

Sadece kendi ahiretime "Ahiretimsin" dediğim bir kişiye olan sevdamla ortak duygular besliyordum. Varlığı firdevsi ala iken yokluğu kabir azabı gibiydi. 

Ortada kalıp beklemek ne soğuk bir yermiş. Yapayalnız, tenha, zifiri bir karanlıkta bir kibrit çöpüyle ısınmak ve aydınlanmak gibi birşey.

Mevsimler geçti gitti ilkbahardan kışa kadar. Oysa ben tek mevsim yaşıyordum. Gözlerimden eksilmeyince bulutlar, bir bir sararıp dökülüyordu anılar ve ölmüş hatıralara bir kırmızı gül bulamayacak kadar soğuk bir sonbahar. Sonra da yüreğimde soğuk cendereli bir kış başlar. Titretir ayazından çatlatır sevda dümenimi, geriye tek kalan sensizliğin okyanusunda ayrılık fırtınasına tutulmuş alabora olmuş bir gemi..

-Roni T.

( Garip Bir Senaryo başlıklı yazı Öyle_Gerekti tarafından 15.12.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.