Sanki dağ başında uzunca bir çınara yaslanmış düşüyorum
Hayatın tam ortasında kalmış bir meczûp gibi
Sığındığımın onlarcası avuçlarımda
Esmer günün bulutlarına bıraktım söyleyeceklerimi
Ekmeksizim ve de susuz
İçimdeki umman dört duvar hayallere gebe
Rıhtımda üç beş martı kokusu
Kanatlarında doğum kırgınlığı
Özgürlüklerinde ıssız bir gece
Varlığın hudutsuz çıkışındayım
Şehrin en bilindik sokağın fi tarihinde
Etrafa yayılan beyazlığa perdelenmiş uçsuz hiçlikler
Her şeyin sonunun olduğunu anlatıyor
Üzerine sinen bu abes duygunun açtığı yara ile
Yalnızlık öylesine dans ediyor
Çınardan düştüğümde
Orada hâlâ çırpınan bizli gerçekler varken üstelik
Uykusuz kalmış bir sabahın verdiğiydi sonra
Ardından çiseleyen yağmurun hatıra getirdiği
Hafif soğukluğun koynunda
Ruhunun içerlendiği
İtina ile özleyerek
Güneşi beklemekti bu şiir