Bir resimle ne anlatabilirim?
Kendimi anlatabilir miyim mesela? Bunun için resmin
neresinde olduğumu bilmem lazım. Sadece çizen miyim
çizgilerinde beni, bazen altımı bazen de üstümü çizme-
sine izin vererek tüm resimden ben temalı bir sonuç çıka-
ran.
Bu kolay. Zor olan resimde sırıtmadan kendimi otur-
tabileceğim bir yer bulmak.
Neden kendini anlatmanın bu kadar dolambaçlı yolları
olmak zorunda? Sözsel ya da görsel. Kurallı, devrik,
olumlu, olumsuz, renkli, kısa net bazen de satırlar dolusu.
Bir de kapatmayı beceremediğim için açmaya da yelten-
mediğim parantez içleri var ki asıl gerçekliğim orada ya-
şıyor.
Önce esas cümleyi bulmam lazım. Önce kendimi anla-
mam lazım anlaşılmaya ihtiyacım olmadan.
Her halükarda ifade edebilmenin gücü hayatın olay ör-
güsüne sahip çıkabilmekten geçiyor. Bunun için de ihti-
yacım olan tek şey zaman. Oysa yaşadıklarıma ihanet
eden de zaman. Yönetemediğim, yoluna koyamadığım,
yakalayamadığım zamanın ilmeğini bir kere kaçırdım ve
çocukluğuma dönene dek sökmem gerekti ama bu arada
kaç modele girdiğimi unutmuşum.
Aldığın rol modellerde de kimse verdiğin mücadeleyi
görmez. Üstündeki duruşuna bakar. Aslında baktığı ken-
disidir. Kendisine yakıştıramayınca senin üzerinde de eğ-
reti durduğunu düşünür. O yüzden biliyorum ki beni se-
ven aslında kendini seviyor, nefret edense kendindeki du-
ruşunu beğenmiyordur.
Tüm duyularımıza sirayet eden bir savaşın en acı bilan-
çosu nefret. Tahribatı en ağır olanı belki de. Bu duyguyu
onlardan silip atmak istedim. Kendilerini sevmeyi, bu
adada yeniden doğup sevginin duruşuyla tanışmalarını
hayal ettim. Ne kadar güzellik varsa birbirimize ayna
olup yansıtmayı. Neydi aynama bakıp da kendilerinde
gördükleri eğreti?
Anlatırken kelimelerimde buldukları rahatsızlık kendi-
lerini yargılama biçimleridir. Tıpkı resme bakarken
gördükleri çirkinliklerin kendi biçimleri olması gibi.
Ve ben bu adayı da çok sevdim. Buradaki her mahsul
için gerekli olan toprakta su da ışık da benim içimdeydi.
Kendimi ektiğim an beni bana verdi ada.
Şimdi beni yeterince sevmiyorsa sebebi geçmişimden
yanımda getirdiklerimle bende gördükleriydi. Çoktan
solmuş ve çürümeye yüz tutmuş soğuk ve gri hayatıma
bakarak sevgimin çalıntı olduğunu fark etti. Bir başkası-
nın gözünde gördüğü ışığı benim bakış açımda yakaladı.
Beni kendi ilhamımdan vurdu ada. Ne istediğini bilen bir
adamın gözlerinden kendi samimiyetimi sorguladı.
O yüzden kendimi anlatabilmemin kurallı hiçbir yanı
yok. Benden ne duymak istiyorsanız onu anlatayım. Bir
masal belki. Çünkü her şeyin güzel olacağına dair cümle-
ler duymaya ihtiyacınız var. Yapmaya çalıştığım buydu.
Eğer mutlu sona ulaşamadıysanız ya anlattıklarımı an-
layamadınız ya da yanlış bir zamanda uyandınız.