Uykusunda olduğumuz hayatın meçhul bir yerinde
İnsanların umarsızca gelip geçtiği
Gökyüzünün ve düzenin değişmediği
Tüm bu olağan sıradanlıkta
Ağaçlara, duvarlara ve sulara
Derdini açmanın en mükemmel yalnızlık olduğunu
Doğmak ile ölmek arasındaki ince çizgide
En uçsuz okyanusların dilinden
Uçurumlara uçurumları anlattığında anlarsın
Sözde var olmanın şuurunda
Bin yaşındayken
Onlar bilmez dedim
Bu kadar dünyalı oluşun acısında üflerken mumları
Ardımda onlarcası
Uçup bilinmezliğe doğru salınan uçurtmalar vardı
Çocukluğu unuttuk çoktan
Büyümek neydi, bilemedik
Öylece, öylesine geldik buralara
Buraya kadar değildi elbet güzergâh
Yol uzunca
Yol alabildiğine
Bitmeyen bir sonsuzluğun koynunda
Uyuyorduk hepimiz
Kim uyandıracaktı bu derin uykudan bizi
Gün kararınca,
Gece aynı bilindik efsunuyla sararken bedenleri
Ay yine çıplak
Rüzgâr yine bilindik seyyahlığında
Olağan şeylerin tümevarımlı tümcesi
Aydınlık doğuyor mudur sahiden
Sanırım güneş kandırıyor bizi
(
Uyku başlıklı yazı
Gecenin_Sesi tarafından
6.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.