Geçenlerde beni bankadan aradılar. “Sayın… … Kartınızın bloke olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz, yeni şifrenizi şimdi oluşturmak için 1’e, mesajı tekrar dinlemek için 2’ye…”
Gözlerim doldu.
“Ben de sizi arayacaktım,” diyecektim ama karşımdaki bant kaydından konuşuyordu. Laf lafı açar diye böyle yaptılar sanırım.
Gerçekten arayacaktım. Fakat hem sessiz bir ortam gerekiyordu hem de ‘şu işi bitireyim de ararım’ diye düşünüyordum. Onlar daha vefalıymış. Kart şifresini üst üste yanlış girince sağ olsunlar “yoksa bu kart başkasının eline mi geçti?” diye endişelenip milyonlarım heba olmasın diye önlem alıp hemen bloke etmişler.
Bilmezler ki B12 düşük ve ben her gün daha da yaş alıyorum.
Şifremi değiştirmenin mutluluğu ile kapattım telefonu. Fakat gerçekten duygulandım. Sahip çıkılmak güzel duygu…
Bazen otomatik kapı önünde “Açıl susam açıl!" diyerek güç ve moral gösterisi yapmıyor değilim.
Kullanıcı adınız sizin gizli karakteriniz gibi. Şifren mi var derdin var. Parola da diyebiliriz eski bir film sahnesindeki gibi…
Hayatımızın her anı, iş ve sosyal yaşantımıza bağlı olarak şifrelerle dolu. Sağımız solumuz hep şifre.
Her biri farklı, her biri kendince güya gizli. Telefon ekran kilidinden başlayıp su ve elektrik ödeme sistemlerine kadar… Apartmana giriş… Mail adresleri… İnternet şifresi, TV. kanal şifresi....
Öğretmen iseniz resmi sitelerin şifreleri, gönüllü katıldığınız siteler, e-imzalar… İdareci iseniz öğretmenlere verdiğiniz şifreler... Okul giriş şifreleri...
Yazar iseniz edebiyat siteleri, gazeteler, sosyal paylaşımlar…
Para çekerken, yatırırken, internet bankacılığı dâhil yüzlerce şifre.
Dedim ya, baş edilmesi mümkün olmayacak derecede. Akılda tutulamayacak kadar fazla ve çeşitli.
Oluşturması kullanılmasından daha zor…
“Şifreniz en az dört en çok altı haneli, büyük küçük harf içeren, aralarına sayılar serpiştirilmiş, farklı simgeler içeren…
Olmadı, eski şifrenize benzemeyecek!
Olmadı, girdiğiniz şifre ilkiyle aynı değil!
Olmadı, kullandığınız simgeler uygun değil!
Olmadı, biz beğenmedik!
Olmadı, güçlü değil! Kasları zayıf!
Olmadı, bu ne Allah aşkına? İyice saçmaladın!”
Velhasıl, kan ter içinde kalarak oluşturduğunuz şifrenizi güle güle kullanırken kullanım süresi olduğunu unutmamakta da fayda var.
Sürenin dolumu acı haber gibi. Acil bir işiniz var, şifreyi yazıp hemen halledeyim diyorsunuz ama o da ne: Şifrenizin kullanım süresi dolmuştur yazısı size gülerek göz kırpıyor. Gözün çıkmasın e mi?
Bir de yazdığınız yeri unutursanız, gözünüz görmez de yanlış girerseniz, hafızanız sizi el âlemin içinde yerin dibine sokarsa durum daha da vahim…
Hele de bu şifre acil lazım ve sistemde sorun varsa…
Velhasıl, şifrelerinize iyi sahip çıkın, Allah kimseyi şifresiz bırakmasın.