Deniz çehresini parladıkça

yalnızlığın beri tarafına
Uzak kıyıların ağaçlarını yunuyorum kalbin ahvaline
Zifiri sessizlik geçiyor öğle üzerinden
Hüznümü tüten ağrının varlığı titrerken
Göğsüme sokulan çocuğu üşütür zaman






Zaman dalgasında kıvrılan iklimle kısaltırken saçımın boyunu
Ağzı büyük rüzgar kalabalığıma karışır
Boğazımda çığlık susuş..
Bütün şarkılar gözlerimin şarabından sayıklar beni
Şehir bir başka nakışlar geceyi
Elimde buğulanmış camlar
Mavi gözlü dalgınlık ki
Yağmur gökyüzünde ölmüyor/
Söz küpeleri açan saksılarda ırmaklar





Bilemezsiniz
Pembe düşlü ülkemin
Sokak lambasına düşen düşlerini
Uykusuna kar yağar
Yaz yağar
O biçim Istanbul kokar aşk




Güneş çaldıkça umudun kapısını
Neden beni terkediyorlar
Onlar sevinç imbikleriyle
Başını suya eğen güvercinler doğuracaklar
Vurmayın ağrılı ormanı sevginin dilinde
Onlar duvarlara konuşkan tohumlar taşıyacaklar

Birazdan öldürün beni
Ama onları vurmayın
Mor benekli uçuşan her şeyi
Eşiği seyreden ay’ı
Çocukları
Uzakları


N’olur vurmayın

Kaybolmasın uçurtmam


...
( Ama Onları Vurmayın başlıklı yazı Moonlight tarafından 22.05.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu