338 NO'LU ODA
Yirmili yaşlarda bir genç,
İstanbul'da bir otelde komi olarak işe başlamış. Aradan birkaç gün geçmiş.
Yetmişli yaşlarda bir ihtiyarın
içeri girdiğini görmüş. Ve adam, resepsiyon görevlisine "Evladım; 338
no'lu odayı istiyorum." demiş.
Resepsiyon görevlisi o odanın dolu
olduğunu söylemiş. Hatta otelde hiç boş oda olmadığını da sözlerine eklemiş.
Sonra sesli düşünerek; "İhtiyar yine geldi." demiş.
Böyle bir hadiseye genç, ilk defa
şahit olmuş.
Ertesi gün ihtiyar yine gelmiş.
Yine aynı soruları resepsiyon görevlisine yöneltmiş.
Bir sonraki gün genç, ihtiyarın
halinden endişe ettiğinden aynı saatte geleceğini düşünerek önceden gün
batımına yakın resepsiyonun yakınında bir süre gezinmiş.
İhtiyar yine gelmiş ve aynı
şeyleri söylemiş. Resepsiyon görevlisi de aynı şekilde cevap vermiş.
Bu hadise günlerce devam etmiş.
Genç dayanamamış ve bir gün
resepsiyon görevlisine "Bu otelde 338 no'lu oda yok ki!.. Hem neden her
gelişinde boş oda da yok diye adamı geri çeviriyorsunuz?" demiş.
Resepsiyon görevlisi başlamış
anlatmaya:
"Bu ihtiyar yıllar önce
evlenmiş. Eşi, balayını Antalya'da geçirmek istemiş. Adam da eşine İstanbul'da
işleri olduğunu ve balayını başka yerde yapamayacağını söylemiş. Aralarında bir
bahse girmişler. Otellerin Nişantaşı'nda tıka basa dolu olduğu zamanda herhangi
birini katalogtan seçmişler. Kadın, adama 'Eğer boş oda varsa bahsi sen
kazanacaksın yoksa ben kazanacağım.' deyince adam otele telefon açmış ve adamın
şansından bir tek 338 no'lu oda boşmuş ve kadın pek sevinmese de balayını
Nişantaşı'nda geçirmek üzere yola koyulmuşlar. Ve otele yerleşmişler."
"Eee... Sonra?" demiş
genç...
Resepsiyon görevlisi sözlerine
devam etmiş:
"Adam, ilk gün arabasında
eşine hediye etmek istediği gerdanlığı unutmuş. Aşağı indiği sırada ise otelde
âniden patlama olmuş. İçinde eşi dahil yarıdan fazla insan hayatını kaybetmiş.
Şimdi bu ihtiyar karşıdaki evde oturuyor ve gezmeye bile çıkmıyor.
Bu oteli yıllar önceki o talihsiz
olayın yaşandığı otele benzeterek, her akşamüstü gelir... 338 no'lu odayı
sorar. Odanın balayı yapmak için boş olmadığını, dolayısıyla otelde de yer
kalmadığını duyunca mutlu olur ve gider. İşte böyle evlat."