Küçük bir erkek çocuğu; dünyalar başına yıkılmışçasına ağlıyordu...

"Neden ağlıyorsun yavrum?" dedim...

"Oyuncak arabamın tekeri kırıldı amca... Babam karne hediyesi olarak almıştı." dedi...

"Baban bir daha alır, üzülme." dedim...

"Geçen sene vefat etti." dedi...

"Yaaa afedersin ama istersen ben sana yenisini alırım." dedim...

"Olmaz amca; ben ona bakınca babamı görüyorum." dedi...

"Yeni alacağım oyuncak arabaya bakınca da babanı gördüğünü farzet." dedim...

"Olmaz öyle şey." dedi...

Israr ettim...

"Bak ben sana bir şey söyleyeceğim." dedi...

"Unuttum ben oyuncağı; yıldızlara bak amca... Yıldızlara..."

Gece vaktiydi ama gökyüzünde yoğun bir sis vardı... Çocuğun aklından şüphe ettim...

"Ben karanlıktan başka bir şey göremiyorum." dedim.

"Nasıl her karanlıkta yıldız görünmüyorsa, her oyuncakta da bir babanın izini bulamazsın. Allah sana uzun ömür versin. Eğer küçük bir oğlun varsa, ona bir oyuncak araba al. Kırılmayan bir oyuncak... Yoksa oyuncakçıya parasını peşin ver, gariban bir babaya; evladına hediye etmesi için versin. Ben bu kırık arabada binlerce yıldız görüyorum." dedi...

Bu sefer de ben ağladım…


_/' İbrahim Halil MANTIOĞLU '\_

( Yıldızsız Karanlık başlıklı yazı İbrahim Halil MANTIOĞLU (TÖVBELİ) tarafından 6.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu