Bir erkekle bir bayan sahil kenarında hararetli bir şekilde tartışıyordu... Bu anlamsız konuşmaya yaşlı bir adam şahit oldu...

"Merhaba gençler hayırdır, neyi paylaşamıyorsunuz?" dedi...

Erkek:

"Bana bak ihtiyar, zaten canımız sıkkın git işine!" dedi...

Bayan da farklı bir şey söylemedi zaten…

“Size simit vereyim mi? Martılara atarsınız… İster misiniz?” deyince;

“Hayır…” dedi erkek… “İstemeyiz… Görmüyor musun tartışıyoruz?”

“Para istemem…” dedi ihtiyar…

Bayan:

“Biz parasında değiliz işin… Bi’ dakika ya… Madem buraya geldin bize hakemlik yap bari…” dedi...

“Anlamadım…” dedi ihtiyar…

“Bak şimdi, biz üç yıldır evliyiz… Bu erkek müsveddesi, istediğim otomobili bana almıyor...” deyince;

“Düzgün konuş…” dedi erkek…

“Yalan mı? Sırf senden daha lüks görünmeyim diye aşağılık duygusuna kapıldığın için bana o otomobili almıyorsun… İstersen iki tane alırsın…” dedi bayan...

“Sorun bu mu?” dedi ihtiyar…

“Evet…” dedi ikisi birden…

“Sen bize simit verecektin değil mi? Çıkar şu yüzüğü...” dedi genç kadına, erkek… “Bak biz de bu yüzükleri simit niyetine denize atıyoruz şimdi, zaten şekli de simite benziyor…” dedi sinirlice gülerek…

“Bakın gençler, beni dinleyin…” dedi ihtiyar… ”Yüzükleri bana verin, bende kalsın… Kararınızı değiştirirseniz benden alırsınız…”

Genç kadın:

“Olur sende kalsın… Satıp da üstüne giyecek yeni elbiseler alırsın…” dedi kibirlenerek…

“Bakın size bir şey anlatacağım…” dedi ihtiyar…

Ve başladı anlatmaya:

“Biliyor musunuz? Eskiden benim fırınım vardı, hem de şehrin en iyi yerinde…”

“Bizim amcaya bak hele…” dedi erkek…

“Fakir fukaraya bedava ekmek vere vere iflas ettim, desem abartmış sayılmam… Ama insanlığımı kaybetmediğim için vicdanım çok rahat… Üzülmesine üzüldüm ama bu da benim kaderimmiş ne yapalım… Eşim o kadar vefalıydı ki bir gün olsun bana kızmadı ama ben ona hak ettiği hayatı yaşatamadığım için muzdarip oldum… O da benim üzülmeme üzüldü hep… Ama artık üzülmüyor…”

“Neden?” dedi erkek…

“İstese de üzülemez artık…” dedi ihtiyar…

“Başın sağ olsun…” dedi ikisi de…

“Sağ olun gençler… Allah size uzun ve mutlu ömürler versin… Kararınızı değiştirirseniz, ben buralardayım… Yüzüklerinizi benden alırsınız…” dedi ihtiyar…

Genç çift birkaç gün sonra geldiler… Sorun çözülmüştü ama ihtiyarı göremediler… Balıkçıya sordular ve Hakk’ın rahmetine kavuştuğunu öğrendiler…


_/' İbrahim Halil MANTIOĞLU '\_

( Mutlu Sonu Göremeden başlıklı yazı İbrahim Halil MANTIOĞLU (TÖVBELİ) tarafından 28.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu