şiirin geçtiği delikten bir evren sığar da
sığmaz bir insan gönlünün arafına
kendinden kaytardığında bir kent
baş şehir olur evrak üstünde
lüzumlu telefonlar edinir
arzuhalcinin cebinde
cebimden düşer cennet harçlığı
havanın su kattığı aş
görgüsüz bir çiçeğin bulaştığı bela da
dağlarda savrulan arpa başaklarını çimdiren rüzgarla
taşların oyuğuna çıkınlanır değillik
ayarı oynanmış bir aklın serüvenidir
at sırtında uyumlanmak rüyalara
kayıtlardan çıkartılan bir haldir
kimsesizlik
gönül baliğ şerhlerde zıplar burç yıldızlara
çillendir mektubu apak kara yağızlık
mahpusluğun voltasını ağartır dile
ulu orta çığırılan bir görüşmedir
sessizlik
sonra
donsuz sıkıyönetim albayları geçer miting alanlarında
hüzünle kışkırtılmış kırbaç çağı
durumsuz bir cam kenarında sürgit bekleyişi
ayrılıklardan arta kalan
bir cesetle
bir ceset torbası
çağır şimdi
alo
ölü toplayıcıları…