EVCİLİK - I
yağmura karışan ayak izlerin vardı
hüzün sokaklarında fark edilmeyen
terk edilmiş bir ihanetsin şimdi
gün batımının bile küfrettiği
bir masal vardı
kana bulanmış güllerle yazılan
saçlarının kokusuna karışmış
saklı bir unutulmuşluğun şahitliğinde
bir kavak ağacı vardı, onurlu
bir o kadarda kahpeliğe aşina
suya aksi vurduğunda
sırtını döndüğünde kabaran dalgalara
dünyanın en masum harfleri dizilirdi
pişmanlıkla beraber
uçurumlara savrulan bekleyişler
sahibini bulamayan bekleyişler
tükürmek bile istemez artık suretine
son caddeyi de bırakırken ardına
adımlar isyan eder
boşunadır duyguları tanımlamaya çabaların
kelimeler ağlar biçareliğine
bahardır bu
rüzgarı da olacaktır yağmuru da
birden bir ses duyarsın
ambulans sirenlerini anımsatan
“bırak bu kavgayı”
bırakırsın
gözlerini kapatır
kimsesizliği evcilik oynamaya çağırırsın...