Hayvan İnsan İlişkileri
Günlük rutin park gezimiz ve sahilde yürüyüş turumuz var ve mümkün olduğunca aksatmamaya çalışıyoruz.

Bazen fırsatımız olmayabiliyor elbette. Bu gezintilerde en çok hayvanları gözlemlerim.

Evimizin çevresinde kediler var, esnaf dahil su kapları ve yer yer kaplara konmuş mamalar ile  destekler veriliyor. Fakat bu  düzenli yapılmadığından çöplerin başında çok görüyoruz sokak kedilerini.

Aslında zaten doğal yapılarının bozulmaması için dışarıda bakılması taraftarıyım. Evlere kilitlenmiş kedi veya köpeklere şanslı mı demeliyiz şansız mı? Evet bakımları evlerde güzel oluyor ama dört duvar arasında   insan bile kalamazken onlar için de bu durum zor değil mi?

Üstelik aile fertleri çalışıyor, çocukları okula gidiyorsa;  önlerine su, mama konuyor, tuvalet kumları konuyor kapalı odalara bırakılıp gidiyor. Artık akşamı hayvanlar dört gözle bekliyorlar. Köpek dostlarımızı  ihtiyaç gidermeleri için dışarı çıkarıyorlar, kedilere o da yok. Kum kaplarını kullanıyorlar.

Parkta oturduğumuz zaman köpekleri gruplar halinde görüyoruz, yabancı bir köpek parka girmeye kalkışınca hemen toplanıp  onu kovalıyorlar. Herkesin mekanı belli, kendi alanı belli. Parkın karşısındaki kasap ve lokantalar artanlarla besliyorlar.

Bol bol sularını da kaplara dolduruyorlar. Yanımıza gelip kendilerini sevdiriyorlar.

Birini sevdiğinde hemen bir diğeri de yaklaşıyor. Zaman zaman beslenmelerine katkıları bizlerde yapıyoruz. Yeter ki  doğada kalsınlar.

Sahil turlarımızda ise manzara oldukça farklı. Üstlerine kıyafetler geçirilmiş, tasmalı sosyete köpekleri.

Hepsi de çok tatlılar ama sahipleri rahat bırakmıyor ki hayvan şöyle bir serbest yürüsün.

Az sağa sola yönlenecek olsa anında tasmalarından çekiyorlar. Yeşil otların üzerine çıkmasına bile izin vermiyor sahipleri. 

İlla kendileri ile birlikte beton yürüme yolunu kullandırıyorlar.

O yeşil alanlarda onlarında hakkı var, hatta daha fazla hakkı var ama hayvan sahipleri egolarını tatmin ediyor. 

Sanki bazıları biraz  modaya uyuyor gibi davranıyor.

İstisna olarak farklı davrananları da görüyoruz. Mesela tasma yok, hayvan nereye giderse sahibi onu bekliyor.

Bazen çimenlere çıkıyor, bazen ağaç diplerine geçiyor, kokusunu bırakıyor.

Bazen de sahibinin yanında yürüyor. Keyfi   kimsede yok, keşke herkes böyle alıştırabilse.

En ideali bahçeli evlerde kalma şansının olması elbette. İmar planlarımız dikey değil de yatay planlanmış  olsa müteahhitlerin kârı biraz düşerdi belki ama dünya insan ve hayvan gibi   yaşamayı kazanırdı.

Bu durumda bazı çözüm arayışlarına gidiliyor elbette. Örneğin ilimizde merkezden hayli uzakta bir kedi kasabası  diyeceğimiz büyüklükte etrafı çevrili kedilerin barındığı bir yer var. Terk edilen kediler, yaralı ve hasta kediler  açık ve kapalı alanları ile güzel bir yer olan kedi köyünde bakım görüyorlar. İsteyen katkıda bulunabiliyor.

Kışın zorlu şartlarına karşı koruma altındalar. Sokaklarda görülen her kedi oraya götürülmüyor zaten, bakıma muhtaç olanlar,  sahibi bırakanlar vs köydeler. Kısırlaştırma ve temizlik işleri düzenli yapılıyor.

Kedi köyüne giderken sağda solda öbek öbek köpek grupları da var. Her araba gördüklerinde arabanın peşine takılıyorlar.

Onlar da kendilerine mama bırakan arabaların yollarını gözlüyor. Sanırım kurumlardan, lokantalardan kalan yemekler buralarda  değerlendiriliyor.

Hayvanlardaki içgüdü  beni hayran bırakıyor. Kendilerini sevecek insanı mutlaka buluyorlar ve yaklaşıyorlar. 

Bazı köpek ısırması olaylarına şahit oluyoruz. Saldırgan olanlar olabiliyor, bazen de çocuklar taş atıyorlar ve  hayvanı da kızdırmış oluyorlar. 

En nihayetinde sokakta yaşıyor diye toplanıp öldürülmelerine karşıyım elbette. Kedi köyü varsa köpek köyü de olabilir.

Oraya da görevliler konabilir. Zaten yemek sorunu pek yok. Hayvanlara gönderilen artıklar gibi bir o kadarı da çöplere gidiyor. Çöpe gideceğine hayvan köylerine yönlendirilebilir.

İlimizde güzel bir örneği olan kedi köyünün her yerde yaygınlaşması temennisi ile, aynı uygulamayı köpekler için de diliyorum. Yolda sokakta sahipleri tarafından atılmış cins köpekler de oluyor. Hevesi geçip bırakanlar oluyor.

Bir yerde toplanıp aşıları, bakımları yapılır, kısırlaştırmaları yapılır. Zaten hayvan sevdalıları oraları hiç boş bırakmıyor.

Hem insanlar hem hayvan dostlarımız için en uygun şartların oluşması dileklerimle.


Müjgân Akyüz Dündar
( Hayvan İnsan İlişkileri başlıklı yazı MüjganAKYÜZ tarafından 10.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu