Öküzün Samisi Ve  Tubası---2.  Bölüm--

1989'da soy adım Biberoğulları olarak değişti. Peki kurtuldum mu dertten dersiniz? Ne gezer. Bu sefer de genellikle hep Biberoğlu diye yazıldı soyadım. Bizim millet çoğuldan nefret ediyor olmalı ki. Hep tekil yazdılar soyadımı. ‘’Biberoğlu’' Tabii ki ‘’ Berberoğlu, Dilberoğlu,Dülgeroğlu’’ yazanlar da cabası. Bu memlekette biber denen sebzeyi sanırsınız hiç bir Allah’ın kulu bilmiyor, tanımıyor. Yok böyle bir sebze. Lakin yanlış yazarken bile ısrarla inatla çoğul kullanmıyorlar. Haaa bir de geyiği var bu işin? ‘’Acı biber oğlu mu, tatlı biber oğlu mu?’’( Israrla ‘’oğulları’’ değil dikkat ederseniz ) Espri yapıyorlar güya. Lakin hep sifonu çekmeyi unutuyorlar.
Peki bitti mi? Ahhh ahh. Hiç biter mi? 2002 yılında Afyon-Sandıklı ilçesinde artık bayağı eskimiş olan nüfus cüzdanlarımızı değiştirdik. Yeni nüfus cüzdanımla tam iki sene bankalardan kredi bile çektim Sami Biberoğulları adına. Bir sürü yerde fotokopisini verdim ilgili kuruma. Evet tam iki sene...
2004 Mayıs ayında Muğla İli Turgut Reis Lisesine Tarih Öğretmeni olarak atandım ( Bu okulda hiç görev yapmadım. Torpille tayinimi Fethiye’ye aldırdım iki ay içinde ) Muğla’da göreve başlamak için gittiğimde okulun Müdür Baş yardımcısı, adaşım Sami Bey ( Ki ben de o okulda görev yapsaydım okulda dört tane Sami adlı öğretmen olacaktı. ) nüfus cüzdanımı istedi. Verdim. Başladı okuyarak bilgisayara kaydetmeye:
‘’Adı- Sami, Soyadı BiberOĞLULLARI’’ Hemen atıldım ‘’ Hocam oğlulları değil, oğulları’’ Cevap verdi adaşım: ‘’ Yok hocam oğlulları…Burada öyle yazıyor. Ben nüfus cüzdanınızda ne varsa onu yazmak zorundayım.’’
Al başına belayı ‘’ Adamın gözlerde bir problem var herhalde’’ diye düşünüyorum ama gözlük bile kullanmıyor.’’Hocam ben o nüfus cüzdanını iki senedir kullanıyorum. Hatta polis çevirmelerinde bile gösterdim. Nasıl oğlulları olur?’’ Adam uzatıyor nufus cüzdanımı ve bakıyorum. Evet gerçekten de soyadım ‘’Biberoğlulları’’ diye yazılmış. Pes yani…Bu kadarına da pes…Ve bana da pes…İki senedir kullandığım nüfus cüzdanımda soy adımın yanlış yazıldığının farkında değilim…Pes ki bunu iki sene boyunca adaşım Müdür Başyardımcısı dışında hiç kimse fark etmemiş.
Tekrar değiştirdim nüfus cüzdanını.Tabii ki içim titreyerek ve korkarak. ‘’Ya memleketten kayıt yine Biberoğlulları diye gelirse?’’ Çok şükür gelmedi.
2009 yılında Konut edindirme fonunda biriken bir para var mı diye baktım internete. Genelde o dönemlerde lojmanda oturduğum için pek umudum yok ya hani bir umut…Bir baktım 163 YTL ( O zaman YTL vardı ) Para var alacağım. Lakin alacak Sami Biberoğlu adına kayıtlı. Olsun T.C. Kimlik numarası bana ait olduğuna göre alırım herhalde diye düşünerekten Ziraat Bankası-Kadıköy-Rıhtım Şubesine gittim. Banka kalabalık. Sıra numarası alıp bekledim. Yarım saat bekledikten sonra memure hanımın karşısındaydım. Hatun nüfus cüzdanıma baktı veeee ‘’ Nayır, nolamaz. Nalamazsıznız. Bu alacak Sami Biberoğlu adına kayıtlı. Siz ise Sami Biberoğulları’sınız’’ demez mi?
''Eeee alamadın mı paranı?'' diye merak ediyorsunuz değil mi? Aldım aldım merak etmeyin. Onlar çakalsa ben de tilkiyim. Hiç bırakır mıyım paramı?
Bankada memur mu yok? Biri fark ettiyse bir diğeri mutlaka fark etmeyecek Biberoğlu-Biberoğulları farkını.
Bu sefer sıra numarası filan almadan bir başka memurenin karşısına dikildim ve resmen acıtasyona başladım ‘’ Hanım kızım ! Bakın ben sakat bir adamım. Ayakta duramıyorum uzun süre, hem sakatlara öncelik tanınıyor değil mi? Şu benim parayı verseniz de evde günlerdir ağızlarına lokma girmeyen yavrucaklarıma bir şeyler alsam ha? ‘’
Kızcağız gözyaşları içinde hemen işlemlere başladı ve Sami Biberoğlu’na ait paraları Sami Biberoğulları’na verdi ( Her ikisi de ben’im ama sakın içinizden biri gidip de ispiyon etmesin. Ne olur ne olmaz. )
Peki bu kadar mı benim Nüfus Müdürlüklerinden çektiğim? Ne gezer efendim, ne gezer.
1993senesinde bir kızım dünyaya geldi. Annesine söz vermiştim. Kız olursa adını o koyacaktı. Zaten koymayı düşündüğü isim de çok sevdiğim birinin, dünyalar güzeli bir öğrencimin, aynı zamanda beraber aynı okulda görev yaptığım bir arkadaşımın ( Onu da yazmıştım zaten Akmeşe valisi Münür Bey ve Sayın Vali ‘’ başlıklı yazımda) kızı olan Tuğba’nın adıydı.Tuğba adı bence de uygundu. Doğumdan hemen sonra Kocaeli Nüfus Müdürlüğüne gittim. Doğum belgesini ve kendi nüfus cüzdanımı uzattım görevli memura. Sordu memur: ‘’çocuğun adını ne koydunuz?’’ Göğsümü şişire şişire ‘’Tuğba ‘’ dedim. Ve şoku yaşadım.
Memur bey hazretleri ‘’Bu isimde ğ harfi yok.Olmaz.’’ demesin mi? ‘’ Yahu hemşerim benim talebem var Tuğba diye. Böyle saçmalık olur mu? ‘’ dediysem de adam koskoca bir kitap gösterdi. Kitapta isimlerin Türkçe yazılışları varmış. Zamanın İç İşleri Bakanlığı, bir emirle birlikte bu kitabı yollamış müdürlüklere. O kitapta olmayan ismi koymak yasak.
Hay Allah’ım ya. Başka isim koysam hatunla kavga edeceğiz. Bu ismi bu şekliyle koysam olmayacak. Son bir çıkış yaptım memura: ‘’ Bakın beyefendi bu çocuğun adını Tuba koyarsam herkes onunla alay eder ileride. Malum tuba senfoni orkestralarındaki bir enstrümanın adıdır.’’ Herif suratıma aptal aptal baktı ‘’ Beyefendi burada Türkçe konuşun lütfen. Enistiri, menistiri, senfoni o da ne öyle?’’ ‘’
Ya resmen çattık belaya.’’ Son bir istek yaptım ‘’ Kardeşim gel bak nasıl yapalım biliyor musun ğ harfi olmasın tamam. Ama u nun üzerine bir şapka koyalım’’ Memur gayet ciddi ve net bir şekilde cevap verdi ‘’ Beyefendi alfabemizden şapka işareti de kaldırıldı. Bakın bu kitapta isim nasıl yazılmış: ‘’Tuba’’… Bu şekilde yazdıracaksanız yazdırın yoksa başka isim bulun.
Velhasılıkelam kızcağızımın adını mecburen Tuba koyduk. Allahtan tubanın bir enstrüman olduğunu bilen oldukça az da kızımla ‘’ Nefesli saz ‘’ diye dalga geçen olmadı bu güne kadar.
Baba-kız yaşayıp gidiyoruz. Birimiz ‘’Öküzün samisi , diğerimiz orkestra çalgısı olarak’’ Ve Allah’a şükrediyorum ki Yunus’um Sandıklı’da doğmadı. Evet, Yunus Emre'nin ve Tapduk Emre'nin türbelerinin olduğu Sandıklı'da neredeyse bir tane bile Yunus ismine rastlamazsınız. Yunis vardır. Yunuz vardır, Yonis vardır ama Yunus neredeyse yoktur nüfus memurları sayesinde. ( Yine de çok şükür diyelim çünkü Yuannis de yoktur. ) Hep merak etmişimdir: ’Bu isimler o kara kaplı kitapta var mıydı?’’ acaba?
NOT: Tuba fotoğrafta gördüğünüz çalgı olup Cennetteki bir ağaç olan Tuğba ya da Tûba ile bir alakası yoktur ama maalesef saçmasapan bir uygulama sebebiyle kızımın adıdır.
( Öküzün Samisi Ve Tubası---2. Bölüm-- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 14.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu