Efendim, biliyorum şimdi neredeyse hepiniz '' O senin dediğin zeytin ağacı değil, İncir ağacı '' Dediniz ama benim gittiğim hastanenin önündeki ağaçlar zeytin ağacıydı.
Peki hastanede ne işim vardı?
Onu hiç sormayın. 10 Haziran Pazartesi günü başladı rahatsızlık. Öyle bir acayip rahatsızlık ki bir yudum su dahi içsem midem bulanıyor, kusuyorum. Ateşim de var ama asıl sıkıntı şiddetli bir ishal var.
10 ve 11 Haziran günlerinde klasik ishal kesicilerle ( mesela kahve içmek, leblebi yemek vb. ) o lanet ishali kesmeye çalıştıysak da bırak kesmeyi daha da arttı. Kafamı yastıktan kaldıramıyorum. Zor bela kalktığımda ise yattığım yerden tuvalete gidene kadar ..anlayın gayrı...vaziyet bomb.k vesselam.
Tabii bu arada merak eden arkadaşlar olmuştur: '' Hocam ! Sen bekar yaşayan bir insansın. Bu süreçte sana kim yardımcı oluyor?''
Efendim, ben acayipliklerin adamıyımdır. Evet, bu süreçte yanımda kim vardı sorusunun cevabına gelince:
Ayağımı kırdığımdan beri yanımda eski eşim vardı. Yani 25 sene evli kaldıktan sonra boşandığım, 17 Sene boşanmış çiftler olarak yaşadıktan sonra tekrar bir araya gelme kararı aldığımız eski eşim ( Şimdi tabii ki yeni eşim oldu. )
Neyse efendim, 12 Haziran akşamı artık benim evde bakımım imkansız bir hal aldı zira hani bir ata sözü vardır '' Yüz verdik Ali'ye, geldi sı.tı halıya'' işte o misal halılara sı...maya başladım; o sebeple de o gün akşam ambulansla ver elini Seydikemer Devlet Hastanesi Acil Servisi...
Acil doktoru sağımı mıncıkladı, solumu mıncıkladı '' Ağrı var mı?'' diye sordu. ''Yok'' dedim ki gerçekten de karnımda bir ağrı yoktu ama alttan ishal, üstten kusma derken kendi kendime '' Eeeee Sami buraya kadarmış. O değil de b.k yoluna gidiyorsun, işte bu fena.'' demeye başladım artık.
Acilin doktoru '' Böbreklerde bir sorun olabilir. Şimdi gidin, bayramdan sonra dahiliyeye bir görünün'' Demez mi?
''Lan evladım, bu g.tle nereye gidiyorum? Bi düzelt öyle gidelim.'' Deyivermişim gayri ihtiyari. Bu arada hanım da ''Gidip sonra geleceğimize sabah direkt dahiliyeye çıkalım muayene olalım, kovacak değil ya'' Dedi ve onun dediği gibi yapıp geceyi acilde geçirdikten sonra gündüz Dahiliye Servisine damladık.
Doktor Hanım sağolsun bekletmedi bizi. Şikayetleri dinledi, sonra '' Sizi yatıracağız'' Dedi. Benim gözler zaten yatakta...On dakika geçmedi iki yataklı bir odaya alındım.
Hasta yatağını anlatmıyorum. Özel hastanelerde bile öylesi var mıdır bilemem. Odada diğer hasta ve benim ayrı ayrı eşya dolabımız var. Her birimizin ayrı birer mini buz dolabı var. Oda havalandırmalı. Odada modern bir tuvalet ve banyo düzeneği var ( İstersen banyo edebilirsin. ) Velhasılıkelam 1990 Yılında mide ameliyatı olduğumda yattığım hastane ile 2024'te yattığım hastane arasında dağlar kadar fark var. Sağlıkta oldukça müthiş bir aşama kaydetmişiz.
Uzun lafın kısası 13 Haziran 2024 Perşembe günü yattığım Dahiliye Servisinden 20 Haziran Perşembe Günü iyileşmiş, sağlığıma kavuşmuş bir şekilde taburcu oldum ve çok şükür aranızdayım.
Bu süreçte mesajlarıyla, güzel dilek ve temennileriyle, yaptığımız telefon görüşmeleriyle hep yanımda olan tüm dostlarıma, arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum. Çok şükür dualarınızla tekrar ayaktayım.
NOT: Şu sıralar ishal salgını var. Aman dikkat ! '' Alt tarafı basit bir ishal'' demeyin. O kadar basit değil. Hele hele de hem aşağıdan hem yukarıdan aynı yemyeşil sıvıyı salmak inanın bana çok iğrenç ve can sıkıcı bir durum. Aşırı sıcaklardan koruyun kendinizi. Bu illetin en önemli sebebi aşırı sıcaklar...
(
Hastane Önünde Zeytin Ağacı başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
23.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.