sessizlik yırtıldı.
artık alemin kaderi değişecekti
eskisi gibi olmayacaktı hiçbir şey
her şey başka, bambaşka olmaya doğru yoğruldu
sustular
itirazlar yükseldi
omzundaki yükün azını aktardı insanlığa
insanlar şahitliğe çağrıldı
şahitlik ki insanın en büyük nasibi
insanın biricik şerefi…
sahiplenme koşusunda,
kaybetme korkusuyla yanıp kavrulan insanı
şahitliğin tatlı huzuruna çekmek istedi
yangından serinliğe
kirli karanlıklardan söz aydınlığına
insan dudağını en güzel sesin dokunuşuna çağırdı
eşhedu …
insan sesi bundan böyle sıcacık yuvasına taşınacak
insanın nefesi böylece incileşecek, mercan rengine bürünecek
sonsuzluğa aday olan hiç bu fenada bırakılır mı
bütün zamanların en ince gerçeğine dil edilmişse insan
o dil hiç toprakta unutulur mu
varoluşun en nadide sırrına sırdaş edilir de insan
sırlarıyla gömülür mü hiç
kalbinde sonsuz sevdaların tohumlarıyla uyanan insan
hiç ebedi uykuya yatırılır mı
ebedi gerçeğin şahidi seçiliyor insan
sonsuzluğun tanıklığına layık görülüyor
gözleri hiç bitmeyen ışığın sevdalısı olmak üzere mühürleniyor.
nefesleri hiç kesilmeyen huzurun ipine diziliyor
sesi, billur pınarların akışına katılıyor
ayakları zümrüt renkli nehirlerin kıyısında ağırlanıyor
bakışına eşsiz güzelliğin ahengi yakıştırılıyor
artık avuçları cennet sağanaklarında ıslanacak
kalbine sonsuz vuslatın sevinçleri dokunacak
yanağına ebedi baharın gölgeleri vuracak
başı üstüne sönmeyen yıldızlardan bir gökyüzü kurulacak
ruhu hiç gitmeyen sevgililerin yüzünde teselli bulacak
hüzünsüz dünlerin hatırasıyla sevinecek kalbi
korkusuz yarınların eşiğine koyacak başını
sonsuzluğa aday olan hiç bu fenada bırakılır mı
bütün zamanların en ince gerçeğine dil edilmişse insan
o dil hiç dünyada unutulur mu
varoluşun en nadide sırrına sırdaş edilir de insan
sırlarıyla gömülür mü hiç
kalbinde sonsuz sevdaların tohumlarıyla uyanan insan
hiç ebedi uykuya yatırılır mı
dünya kışında kardelen hülyalar gören insan
ahiret baharından nasipsiz kalır mı
sonsuz gündemi insanın gönlüne emanet eden
belli ki sonunu sonsuzluk diye yazıyor insanlığın
şahit oldukça, daha çok oluyor insan
ebedi gülün yanağına tutunuyor
diken bile olsa, el üstünde tutuluyor
sonsuzca.
miraçtan dönüşü işaretliyor takvim
zamanlar üstü halden
zamanın içinde bir noktaya iniyor
dünya hallerinin oyun ve oyuncak gibi göründüğü bakıştan
dünyanın tozuna yeniden bulanma vakti
göğsünde büyüttüğü merhamet çınarının tomurcukları
yeryüzüne tebessüm ediyor
miracın cevherini yeryüzünün omuzlarına koymak üzere.
ümitleri tükenmiş insanlığın avuçlarına
yağmur yüzlü çiçekler inecek
bu eşsiz nimetin sınaması düşüyor
nimetin eşsizliği kadar emsalsiz bu sınama
dostun sınaması
dostun denenmesi şimdi
olmazları olduran adına yoldaşlık ettiğine
güven sınavı verecek
sonsuzluğun nefhasını taşıyana sadakati tartılacak
sabahleyin alacağı yol, miraç yolundan az değil
mesafelerin en aşılmazı iki insan arasına kuruludur çünkü
yakınsa iki insan ruhu
araya dağlar da girse, sarmaşıktırlar
ölüm bile ayıramaz ruh yakınlığını
uzaksa ruhlar, yan yana da dursa gövdeler
hiçbir şey o uzaklığı kapatamaz
dünya dolusu servet de olsa
iki kalbi birbirine ısındıramaz
dünya kadar eşyayı yutar da
kapanmaz yine iki kalbin arasındaki uçurum
dost sınanıyor şimdi
ve eşhedü…
redfer