Aşkın Kıyısı İstanbul’da
İstanbul denizin ortasında tek başımayım
Terk edilmiş sandığım anlarıma
Rabbim semada nurunu karıyla yağdırtıyor başıma
İçinde senin gülüşünün serinliği
Bakışının temizliğiyle
Anlıyorum ki tek başına değilim
Seninle olan anılarım, içimi ısıtan bir ateş gibi, kar
tanelerinin soğukluğunu eritiyordu. Her gülüşün, her bakışın, kalbimde derin
izler bırakıyordu. İstanbul’un sokaklarında yürürken, her köşe başında seninle
yaşadığımız anılar canlanıyor.
Aşk, bazen bir gülüşte, bazen bir bakışta saklıdır. Seninle
olan her anım, bu aşkın en güzel yansımasıydı. İstanbul’un denizinin ortasında,
yalnız olmadığımı bilmek, kalbimi huzurla dolduruyordu. Seninle olan anılarım,
bu şehrin her köşesinde yankılanıyordu bu yankılanma ile karanlık her köşe
aydınlanıyordu.
Bir gün, İstanbul'da şehrin ışıkları altında
onunla geçirdiğimiz o büyülü anı hatırlıyorum. Gözlerimiz birbirine
kenetlenmiş, kalplerimiz aynı ritimde atıyordu. O an, İstanbul’un büyüsüyle
aşkımızın büyüsü birleşmişti, biz İstanbul olmuştuk.
Bir başka gün, sahilde denizin serin sularının esintisi içinde yaptığımız o uzun yürüyüşü hatırlıyorum. Her adımda,
seninle olan bağımızın ne kadar güçlü olduğunu hissediyordum. Seninle olmak,
İstanbul’un her köşesinde yeni bir neşeyi yazmak gibiydi.
Aşkımız, İstanbul’un tarihi dokusuyla harmanlanmış, her anı
bir sanat eseri gibi işlenmişti yüreğimizin her köşesine. Seninle olan her
anım, bu şehrin sokaklarında yankılanan bir melodi gibiydi. İstanbul’un
denizinin ortasında, yalnız olmadığımı bilmek, kalbimi huzurla dolduruyordu.
Seninle olan anılarım, bu şehrin her köşesinde yankılanıyordu birer melodi gibi
bir aşk şarkısı gibi.
Aynı gökten sevda yağıyordu başımıza
Bu sevda değmişti ıslak kirpiklerimize
Ilık bir serinlik esiyor İstanbul’un sokaklarına
Aşkla içtiğimiz demli çayın kokusu
Aklımızın kıvrımlarında çiçeklerin kokusuna karışıyorken
Ne sen ne ben vardı ortada sadece biz vardı
Bir akşamüstü, Kız Kulesi’nin karşısında, gün batımının
kızıllığı altında seninle oturmuş, denizin dalgalarının ritmiyle konuşuyorduk.
Her kelimen, her cümlen, kalbimde yankılanıyordu. O an, zaman durmuş gibiydi ve
sadece seninle olan anın büyüsü vardı.
Bir gece, İstanbul’un dar sokaklarında, yağmurun altında
yürürken, seninle paylaştığımız o sıcak kahve fincanının tadı hala damağımda.
Yağmur damlaları yüzümüze düşerken, seninle olan her anın ne kadar değerli
olduğunu bir kez daha anladım.
Aşkımız, İstanbul’un her köşesinde, her anında, her nefesinde
varlığını hissettiriyordu. Seninle olan her anım, bu şehrin sokaklarında
yankılanan bir melodi gibiydi. İstanbul’un denizinin ortasında, yalnız
olmadığımı bilmek, kalbimi huzurla dolduruyordu. Seninle olan anılarım, bu
şehrin her köşesinde yankılanıyordu. Can kenarı şiirdir, bende can kenarına
oturdum, şiirler yazdım sana. Her kelimede, her dizede, seni anlattım.
Duygularımın derinliğinde, seninle var oldum. Yalnızlığın ortasında, seninle
doldu kalbim. Her an, her saniye, seninle yaşandı. Can kenarında, seninle
buldum kendimi. Tek bardak demli çayımı yudumlarken, seni yazarım İstanbul’un
denizine bakarak. Her yudumda, her satırda, seninle dolup taşarım. İstanbul’un
denizinin derinliklerinde, seninle bulurum huzuru. Seninle olan her anım, bu
şehrin sularında yankılanır, yakamozların parıltısında, sana teşekkürler
ediyorum.
Mehmet Aluç