Hz. Muhammed’in Çok
Evliliğinin Arka Planı:
Çok evliliğin sebepleri ve
sonuçları:
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de
Hz. Muhammed’in çok kadınla evlenmesi tartışma konusu olmuştur. Tabi bazı
insanlar İslam’a, Hz. Muhammed üzerinden saldırarak kötüleme yolunu tercih
ederken, bazı insanların da bilgi yetersizliğinden dolayı Hz. Muhammed’in
evliliklerine kötücül gözle baktıklarını düşünüyorum. Bu nedenle, Hz. Muhammed’in
çok kadınla evlenmesini Hz. Muhammed’in kadın düşkünü olduğu yalanını
uyduruyorlar. O dönemin sosyo-kültürel yapısını araştırmayanlar şayet gerçeği görmek
istiyorlarsa Hz. Muhammed’in gençlik yıllarındaki yaşantısına bir baksınlar.
Görecekler ki; o dönemlerde Hz. Muhammed, hiçbir kadınla ilişki kurmamıştır.
Oysa o dönemin erkekleri kadınlarla ilişki kuruyor ve eğleniyorlardı. Kâbe,
Mekke ve Medine şehirlerini yöneten güçlü, azgın ve sapkın kabileler vardı.
Dokuz kabile bir araya gelerek bir federasyon kurmuştu. O dönemin insanları bu
9’lu çetenin insafına terk edilmişti. Bu kabileler, başka kabilelere baskınlar
düzenliyor ve kervanları basıyorlardı. Bu baskınlarla mal-mülk sahibi olurken;
kadınları, kızları ve gürbüz erkek çocuklarını da köle pazarlarında
satıyorlardı. Bazı kadınları ve kızları önce haremlerine alıyor, sonra
genelevlere satıyorlardı. Kadınların can ve mal güvenliği kalmadığı için
kendilerine uzanacak bir ele tutunmak ve hayatta kalmak istiyorlardı. O
dönemin şartlarında köle kadınlarla evlenmek utanç verici görüldüğünden imkansızdı. İslam Peygamberi, azgın kabile reislerinin kendisine sunduğu bu
köle kadınların ücretlerini ödeyerek azat edi-yordu. Azatlı köle kadınlar,
kendi başlarına çaresiz yaşamayacağını söyleyip, ya evlilik yoluyla ya da
Peygamber Muhammed’in himayesinde kalmayı tercih ediyorlardı. Hz. Muhammed,
bazı kadınlar ile evliliği tercih etmiş; çaresiz bazı azatlı kadınları da himayesine
almıştı. Böylece Hz. Muhammed’in etrafında çok sayıda sığınmacı kadın oluşmuştu.
Bazı dini kaynaklar, bu sığınmacı kadınları da Hz. Muhammed’in eşleri olarak
anlattıkları için bu konu istismar edilmiştir. İslamın hızla yayıldığı
dönemlerde kadınlar, Hz. Muhammed ile görüşebiliyor, sorunlarını dile
getirebiliyorlardı. Ancak mahrem konuları soramıyorlardı. O sebepten dolayı;
Hz. Muhammed’in eşleri, kadınlara mahrem konularda bilgi vermeye başlamıştı. Bu
faaliyet, kadınların İslamın anlaşılmasında ve yayılmasında önemli roller
üstlendiklerini gösteriyor. Pek çok dini kaynakta, Peygamber eşlerinin diğer
kadınlara dini konularda öğretmenlik yaptığı da anlatılmaktadır. Bu gerçekler,
Muhammed Peygamber’in neden çok kadınla evlendiğinin bir başka gerekçesidir.
Bir başka gerekçe ise kabileler, sosyal statülerini güçlendirmek istiyordu. Hz.
Muhammed Kureyş kabilesindendi ve güçlüydü. Hz. Muhammed, diğer kabilelerden
gelen evlilik yoluyla akrabalık teklifini kabul etmekle etrafında olan veya
oluşabilecek düşmanlığı da azaltmayı düşünmüştür.
Hz. Muhammed, Yahudi olan Evs ve
Hacret kabileleriyle barış içinde olduğu halde evlilik yoluyla akrabalık kurmamıştı.
Akrabalık kurduğu kabileler genellikle sorun yaşadığı kabilelerdi. Örneğin; Ebu
Süfyan’ın kızı Ümmü Habibe, Hz. Muhammed ile evlenerek hem düşmanlığı sona erdirmiş
hem de babası Ebu Süfyan’ın Müslüman olmasına vesile olmuştur. İslam peygamberi
Muhammed'in farklı kaynaklarda geçen 9 ile 19 kadınla evlendiği
düşünülmektedir. İranlı araştırmacı Ali Daşti ise Muhammed'in evlendiği 23
kadının listesini vermiştir. Evlilik olarak kaydedilen kadınların arasında
cariye ve savaş esirlerinden hediye edilen isimler de bulunmaktadır. Bunlar,
evlilik olarak kaydedilse bile İslam kültüründe cariyelerin statüsü ayrıdır ve
bu kadınlarla cinsel beraberlik için nikah işlemi yapılmazdı.
Hz. Muhammed’in hayatı Hicret
öncesi (Mekke: 570-622) ve Hicret sonrası (Medine, 622-632) olmak üzere ikiye
ayrılır. Hz. Muhammed, evliliklerinden 2'si hariç tümünü Hicret sonrası
döneminde yapılmıştır. Medine döneminde Hz. Muhammed’in her bir eşi için
Mescid-i Nebevinin duvarlarına bitişik odalar yapılmıştır. Hz. Muhammed vefat
ettiğinde, geride 9 dul kadın bırakmış ve bu kadınlar müminlerin anneleri
sayıldığı için ömürleri boyunca evlenmemiş; güven içinde yaşamıştır. Buraya kadar
olan bilgiler, İhsan Eliaçık’ın Zanka TV’de yaptığı açıklamasına dayanıyor. Bu
konuyu kaleme alan çok sayıda kitap yayınlanmıştır.
Arap kültüründe evlilikler,
kabile ihtiyaçlarına göre planlanır, kabile içinde ve diğer kabileler arasında
ittifaklar oluşturma amacıyla yapılırdı. Watt'a göre Muhammed'in bütün
evlilikleri arkadaşlık ilişkilerini güçlendirme politikasına hizmet ediyordu ve
Arap gelenekleri üzerine kurulmuştu. Esposito, Muhammed’in bazı
evliliklerinin dul kadınlara yeni bir yaşam şansı vermeyi amaçladığını ifade
eder. Francis Edwards Peters'a göre; Muhammed'in evlilikleri hakkında genellemeler
yapmak zordur; onlardan bazıları politik, bazıları acıma, bazıları savaşta eşi
ölen kadınların sokaklarda zorluk çekmemeleri ile ilgiliydi.
Muhittin Akgül, Muhammed'in
eğitim-öğretim, sosyal, dini-teşrii (şeriat ya da yasa koyma) ve siyasi sebeplerle
evlilikler yaptığını ifade eder. Hz. Muhammed’in evliliklerinden biri de Zeyneb
bint-i Cahş ile evliliğlidir. Zeyneb bint-i Cahş, Hz. Muhammed’in halası Umeyme
bint, Abdülmuttalib'in kızıdır. Dolayısıyla Zeyneb ve beşkardeşi Hz. Muhammed’in
ilk kuzenleriydi. Zeyneb, yetenekli bir tabakçı ve deri işçiliği yapıyordu.
Paraya ihtiyacı yoktu fakat çalışmasına devam ediyordu. İlk Müslümanlardan olan
Zeyneb, kardeşi Abdullah ile birlikte Medine’ye hicret etmişti. Hz. Muhammed,
Zeyd bin Hârise'yi evlat edinmiş; halasının kızı Zeyneb ile Hicret’in 5.
yılında evlendirmişti. Boşanmanın asıl kaynağı; Zeynep’in asil bir aileye
mensup, kocası Zeyd'in ise daha önce bir köle ve sonradan hürriyetine kavuşan
biri olması eşler arasında statü farklılığı oluşturmuştu. Zeyneb bint-i Cahş,
eş olarak Zeyd bin Hârise'ye ısınamamış, ailede geçimsizlik baş göstermişti.
Zeyneb bint-i Cahş, bu evliliği sürdürmek istemiyor, Hz. Muhammed'in isteği
üzerine sabrediyordu. Zeyd bin Hârise, evliliklerinin birinci yılı dolmamışken
Muhammed'e, "Yâ Resûlallah! Ben, ailemden ayrılmak istiyorum" dedi.
Hz. Muhammed; “hanımını tut ve Allah'tan kork.” diye cevap verdi. Zeynep bint-i
Cahş'ın, iddeti Zeyd bin Hârise'den boşandıktan sonra bekleme süresi dolmuştu
ve 35 yaşındaydı. Hz. Muhammed’e bir gün eşi Aişe ile sohbet ederken vahiy
gelir. Vahiy şöyledir “Hani sen, Allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de
kendisine nimet verdiğin kişiye; eşini yanında tut ve Allah’tan
sakın, diyordun; insanlardan çekinerek Allah'ın açığa vuracağı şeyi kendi
nefsinde saklı tutuyordun; oysa Allah, Kendisinden çekinmene çok daha layıktı.
Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, Biz onu seninle evlendirdik ki böylelikle
evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri zaman onlarla evlenme
konusunda mü'minler üzerine bir güçlük olmasın..."(Ahzab Suresi: 37-38)
Şimdi bu evlilikle ilgili
tartışmalara ve yorumlara bakalım: Eleştiriler: Bu sûre ve ayetlerle ilgili
olarak vahyin Allah'ın arzularından ziyade Muhammed'in arzularını yansıttığı
şeklinde çok eleştiriler yapılmıştır.
İslami yorumlar: "Biz onu
sana zevce yaptık" ayetiyle bağlantılı olarak, bu nikahın Arap
geleneklerini bozan ilahi bir emir ve şer'î hüküm olduğuna inanılır. Bu hükmü
toplumda yerleştirmek için Hz. Muhammed'in, Allah tarafından Zeynep ile evlendirildiğine
inanılır. İslam öncesi dönemde evlatlık, öz evlat gibi görülür, öz evladın
bütün haklarına tabi tutulurdu. Bir evlatlığın hanımıyla evlenmek, geleneğe göre
babaya yasaktı. Bu döneme ait evlat edinme anlayışını İslamiyet ortadan
kaldırarak, evlatlık olanı sadece bir din kardeşi olarak kabul etmiş ve
evlatlığın boşadığı kadını / kadınları nikahlama hususunu manevi babalara helal
kılmıştır. (Ahzab Suresi: 4-5) “Allah, evlatlıklarınızı öz oğullarınız olarak
tanımadı. Bu, mücerret sizin ağızlarımızdan çıkan bir sözden ibarettir. Halbuki Allah hak söyler ve kullarını doğru yola sevkle hidayette kılar. Evlat
edindiğiniz kimseleri babalarına nispet edin...”(Ahzab Suresi: 4- 5) Kaynak:
İhsan Eliaçık, Zanka Tv. Görüldüğü üzere, bir kısım insanların iddia ettiği
gibi Hz. Muhammed, halasının kızı Zeyneb’e göz diktiği için evlenmedi. Zeyneb
ile evlenme niyeti olsaydı, zaten Zeyd ile evlendirmez, kendi nikahına alırdı.
Hem Zeyd, hem de Zeyneb boşanmak istediği halde Hz. Muhammed buna razı
olmamış, evliliğin devamını ısrarla istemişti. Ayetlerden de anlaşıldığı üzere
bu evlilik Allah’ın istemesiyle gerçekleşmiştir. Bu ayet ile yanlış işleyen
Arap örfü de ortadan kaldırılmıştır.
Hz. Muhammed’i çok evliliği
üzerinden eleştirenler, Hz. Muhammed’in devrimci liderliğini, nebiliğini ve
peygamberliğini neden hiç okumazlar ve anlamazlar. Söylediği sözlerin hem Arap
toplumuna hem de tüm insanlığa yönelik olduğunu neden anlamak istemezler. 23
yıllık Peygamberliği döneminde, Medine Sözleşmesiyle 622 yılında Medine Site
Devleti’ni kurdu; sosyal adaleti ve barışı temin etti. Kız çocuklarının diri
diri toprağa gömülmesini, ribayı, kabileler arası husumetleri, köleliği ve
cariyeliği ortadan kaldırdı. Hakça paylaşımın yaşandığı bir İslam dünyası
kurdu. İşte Hz. Muhammed’in Veda Hutbesi: “Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz!
Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha
buluşamayacağım. Ey insanlar! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise bu
aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir
ise canlarınız, mallarınız, ırzlarınız da böyle mukaddestir; her türlü
taaruzdan korunmuştur. Ashabım! Yarın Rabbininize kavuşacaksınız. Ve bu günkü
her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız! Sakın benden sonra eski
delaletlere dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi burada
bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki, bildiren kimse, burada
bulunup da işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş bulunur. Ashabım! Kimin yanında
bir emanet varsa onu sahibine versin! Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet
etmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz, kadınları
Allah’ın emaneti olarak aldınız. Ve onların namuslarını ve ismetlerini Allah
adına söz vererek helal edindiniz! Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da
sizin üzerinizde hakları vardır. Ey Müminler! Size iki şey bırakıyorum ki, siz
onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Onlar, Allah’ın Kitabı
Kuran-ı Kerim ve sünnetimdir. Müslüman, Müslümanın kardeşidir ve böylece bütün
Müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz,
gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olması müstesna, helal değildir.”
“Ey insanlar! Yarın beni sizden
soracaklar, ne dersiniz? diye sordu. Ashab-ı Kirâm: “Allah’ın risaletini tebliğ
ettin; risalet vazifeni ifa ettin, bize vasiyet ve nasihatte bulundun! diye
şehadet ederiz” dediler. Bunun üzerine Hz. Muhammed, şehadet parmağını göğe
kaldırıp; sonra da cemaat üzerine doğrultarak; üç defa “Şahid ol Ya Rab” dedi
ve şöyle devam etti sözlerine: “Ey insanlar! Cenab-ı Hakk’a hamd ve sena,
tekbir ve tahlilden sonra derim ki; sizi Allah’ın kitabına bağlayan
Peygamberinizin sözlerini iyi dinleyiniz ve ona itaat ediniz!”
Böylece Hz. Muhammed’in neden çok
kadınla evlendiği, Arap toplumunda hangi radikal kararlar alarak düzeni
sağladığı da umarım anlaşılmış oldu.