K İ
R A C
I L A R
Defakto ekonomi modeli:
Türkiye’deki
ekonomik kriz, hayatımızın tüm alanında deprem etkisi yaratmaya devam ediyor. İflaslar,
icralar birbirini kovalarken, konkordatoya başvuran işletme sayısı her geçen
gün artıyor. Kapanan işletmeler, işsizliği ciddi şekilde tetikliyor. Gün be gün
ülkemizde işsiz sayısında artışlar gözleniyor.
Hükümetimiz,
delinen bütçeyi yamayabilmek için yabancı yatırımcıları ülkemize çağırıyor. Gelenlerin
çoğu, gerçek anlamda yatırım yapmak amacıyla değil, milyon dolarlarını yüksek
faizle değerlendirmek amacıyla geliyorlar. Vade sonunda üçü beş yapıp, çekip
gidiyorlar.
Tüm bu ekonomik
çalkantılar, 2023 yılının ilk çeyreğinde kiracıları etkiledi. Kiralar bir anda
%100, bazı il ve ilçelerde % 200-300 oranında artış gösterdi. Bu dönemlerde
ücretlilere yapılan yıllık artışlar, enflasyon karşısında pek etkili olmadı. Enflasyon,
TÜİK’e göre % 62 i-ken, ENAG’a göre % 120.
Ev sahipleri,
kendilerini enflasyona göre korumak amacıyla, açıklanan resmi enflasyona göre
kiraları artırmaya başladı. Bir anda kiralar inanılmaz derecede arttı. Bir çalışan
şu anda 12,500.- lira ile 17,500 lira arasında maaş almaktadır. En mütevazı
semtlerde kiralar 6.000-10.000.- liradır. Oysa kanunda yıllık kira artışı % 25
iken, kira artışları keyfiyete dönüşmüş-tür. Ücretliler, yüksek oranlı kiralar
karşısında geçim zorluğu çekmeye başlamıştır. Bu se-beple; aile içi gerilim;
gerilimden kaynaklanan boşanmalar yaşanmaktadır. Ev sahibi-kiracı kavgalarında
ölümlü olaylar yaşanmaktadır. Ev sahibi-kiracı kavgalarında bugüne kadar 11
kişi hayatını kaybetmiş; 46 kişi ağır yaralanmıştır. Yüzlerce kişi de gözaltına
alınmıştır.
Kira artışlarını
bozuk ve anlamsız ekonomiye bağlamak istemeyenler, bu artışların asıl
sebebinin sığınmacı-mülteciler olduğunu iddia ediyorlar. Bu iddiaların doğru
olduğuna inanalım ama asıl mesele ekonominin çökmesidir. Güçlü bir ekonomi
yönetimi olsaydı bu tür sıkıntılar
mutlaka aşılabilirdi. Asgari ücretli kiracıları koruyucu tedbirler alabilir; ev
sahibi-kiracı kavgalarının da önü alınmış olurdu. Aynı zamanda aile içi şiddeti
de önleyerek ölümlü aile kavgaları da önlenir, boşanmalarda patlamalar
yaşanmazdı.
Velhasıl, ülkemiz
çok sıkıntılı bir sürece girmiştir ve kısa, orta ve uzun vadede bu ekonomik
krizden çıkabilmesi pek mümkün görünmüyor. Krizden çıkabilmek için sürekli yeni
vergiler icat ediliyor, piyasada kontrol sistemi yok! Her esnaf, her zincir
market ürünlere istediği ücreti etiketleyebiliyor ve hiç kimse bu fiyat
artışlarını kontrol etmiyor. Enflasyon her geçen gün artarken, maaşlara yapılan
zamlar mum gibi eriyip gidiyor. Piyasa denetimi yok; çünkü serbest piyasa
ekonomisinde denetim zaten olmaz! Rekabet adına! "Rekabet, kaliteyi artırır ve
fiyatların düşmesini sağlar." demişlerdi. Mantık olarak öyledir ama bu sistem ülkemizde ters
tepiyor ve yetkililer bunu da görmezden geliyorlar. Çok tuhaf.
Defakto ekonomik
zihniyet sonucunda, “saldım çayıra Mevla’m kayıra”, “bindik bir alamete
gidiyoruz kıyamete.” Allah sonumuzu hayreyleye.