Gel
Gözsüzlere sultanlıkta ne var ki
Kulluk denen zirveleri aşta gel
Seyr dağından öyle hisse çıkar ki
Sular gibi yatağına düşte gel
Tüm mahlûkat Süleyman’ı sormadan
Son nefesin kucağına girmeden
Bulutları rüzgârları yormadan
Yağmur gibi yamaçlardan taşta gel
Ak ve kara bilir misin beyazı
Riyâ ile harmanlama niyâzı
Kara kışın inadına bu yazı
İlkbaharın en başında başta gel
Zevk-i safa genlerimiz plazma
Toprak biziz biz toprağız dur kızma
Birkaç mertek bir beyaz bez bir kazma
Tak tasmayı at eşyayı boşta gel
Ağa değil paşa değil bey değil
Bu saklanıp satılacak şey değil
Istırabın musikisi ney değil
O kutlu ses okunmadan beşte gel
Yürek serecamı aşktır bu şiir
Rahmet vadileri bire bin verir
Gözyaşlarım zemheride yeşerir
İstersen sen çöl kokulu kışta gel
Gurur kibir tekmilini yıkıp gel
Ağla biraz ciğerparen bakıp gel
Nasûh giyin tevbe süslen çıkıp gel
Yükün ağır, taşıyacak yaşta gel
Nedir bilmem pâye nişan endaze
Çölün hüznü yüreğimde taptaze
Ruhum sarar semâvi bir firûze
Sonsuzluğun sofrasına koşta gel
Ömer Ekinci Micingirt
(
Gel başlıklı yazı
ÖE.Micingirt tarafından
3.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.