Bazen hayatın bizi nerelere götüreceği hiç bilinmez, zamanla geçer dedikleri sol tarafımdaki ağrı , çok zaman geçti gittikçe arttı ...

 Evinin sokağından yürüdüm bu gün , belki o sokaklarda seninle karşılaşa bilmenin ihtimaline karşı attım her adımımı , 

Uzaktan yüzünü bile görsem yeter diyorsun bendeki de böyle bir sevda işte. Gerçi her gün resmiyle uyuduğun birini unutmak ne kadar zor olabilir ki ?


Evine yaklaştıkça kafamdan hesaplamalar yapıyorum ;

   ''Karşılaşırsam görmemiş gibi yaparım direkt yoluma giderim  , hem beni fark etmiş olursa nasıl unutmuş olduğumu anlar .  Eğer göz göze de gelirsek hafif baş selamı veririm az biraz gülümserim hatta o gün şanslı günümse eğer unutmuş olduğum sesini duyarım  napıyorsun burada diye sorarsa da işim vardı bu tarafta diye cevaplarım onu görmek için buraya geldiğimi nereden anlasın ki... '' Diye saçma sapan hayaller kaplıyor beynimin her yerini 

Seninle karşılaşma ihtimali bile nasıl mutlu edebiliyorsa beni mal mal gülümsemeye başlıyorum .

İç acılarımın toplamını bir gülüşün yerle bir eder ,


Yaklaştıkça yanına 

arkama deli bir rüzgar aldım,

tepemde şimşekler göz kırpıyor,

gök gürledi, yok yok kükredi bir aslan edasıyla,

galatasaray'a da başarılar bu arada.

yaklaşıyorum son sürat,  sana.

kalbimde bir yorgun sevda,

gözlerimde sonsuzluğun parıltısı,

-hayır ağlamıyorum, ruhum işiyor-

ruh da kirlenir çünkü ve atmalıdır bütün pislikleri.

bu pis, bu kirli ruhumla gidiyorum,

milyonlarca ruhsuza inat.

kaldırımdan ayağımı atıyorum

uçurumdan atlıyorum,

çöllerde yanmaya koşuyorum,

ya da gökyüzüne, bir yıldızın tepesine intihar etmek için,

kısa mesaj oldum çocuğunu merak eden anneye gidiyorum,

uzun bir hikaye oldum uykusuz gözlerin rüyalarına gidiyorum,

astronot olmak isteyen masum çocukların hayallerine,

siyasi analizler yapan bütün toplumcu gerçekçilere,

açın kollarınızı sosyalistler, kemalistler,komünistler, bozkurtlar, yeşil sosyete, islamcılar...

-ne kadar da çoksunuz-

herkesin adını okuyamıyorum vaktim az, hepinize gelsin bu şiir..

ya da boş verin mevlana'ya gideyim en iyisi

o kesin kabul eder beni..

dönen başıma eşlik ederse kainat, semazen olurum belki.

imamın değil

bir sivrisineğin bile ''la ilahe illallah'' dediğini duymaya gidiyorum,

aç kollarını ey yar sana geliyorum...

tam olarak kelimelere dökemediğim birşeyleri haykırmak için bir dağ başına

-şehrin gurultusunu bastıramıyorum çünkü-

-bu kadar tok insanın karnı guruldar çünkü- gidiyorum. 

sana geliyorum ...


dalgalara bırakıyorum kendimi,

okyanuslara açılıyorum yüzme bilmeden,

Açılıyorummm....  

Ve boğuluyorum...


Camında *** KİRALIKTIR*** Yazısı.







( İç Acıların Toplamı başlıklı yazı hakan-dl tarafından 5.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu