ey inkisârı hayâlim
senden uzak ihtilaflar hakim kaderimde
selviler solgun nilüfer'in son mevsiminde
kefene bürünmüş sensizliğimin feragatları
ne senden bir hatıra ne bir kelam
ne de gözlerinde gözlerim kaldı
karanlık çöktü gözümün perdesine
şahikaya ulaştı hüznün yangınları
matem hakim griye çalan saçlarımda
tan vaktinden önce alaca doğsa da
şimdi küskünüm güneşin her zerresine
ve senden arda kalan her gülümseme zail
gökte koyu bir fırtına doğarken
gam yüklü hücrelerim mateme sarılır
hakimdir yüreğimde sızı dilimde düğümler
bu gece muhayyel ile yaşıyorum demde
gökyüzü sana olan sevdamın saf aynası
neden dudakların suskun ver bir kelam
umrumda değil şu altın güneşin parıltısı
sensizlikte esirim ruhumun ışıkları sönük
yetim kaldım sensizliğin girdaplarında
çağır beni bu sessizlikten düşlerine
kaç zamandır hasretim nazlı gülüşlerine
ipekten narin ellerin şerittir düşlerimde
elbet sayılıdır günler de geçer
gün gelir selviler yeşerir
nilüfer olur açar mehtab ışığında
tüm alacakaranlıklar buhar olur
elbet bir gün sis ve karalar çözülür aydınlıkta
ve ansızın şiirlerimde açarsın tekrar yüreğime….