Lekeli Melekler

Lekeli Melekler

 

Çocuklar, benim nazarımda birer melektir. Temiz duygularla beslenirler ve kimseye de kötü duygu beslemezler. Elbette yaramazlıkları olacaktır; olmalıdır, çünkü hatalar insanı pişirir ve geleceğe hazırlar. “Hatasız kul olmaz” bu söz büyükler için olsa da çocuklara çok görülmemeli. Çocuktur onlar, geleceğin mimarları olacaklar. Sağlam eğitimlerle ve temiz bir ahlak ve aile ile…

 

 

Geleceğin ümidi çocuklarımızın derdi büyüklerden daha fazla şu asırda. Çünkü çocuklukla büyüklük arasında bocalıyorlar. Henüz sekiz-on yaşlarında ekmek derdine düşüyor, gece demeden, gündüz demeden ya tek başına, ya da bir büyüğüyle cadde cadde dolaşıyor, ya dileniyor ya da kâğıt-naylon topluyor, elinde sürüdüğü heybesine

 

Çocuklarımıza kendimizden daha fazla kıymet vermeliyiz. Ancak yoksulluk illeti artık küresel bir sevi-yeye ulaşıyor. Dünyanın geri kalmış ülkelerinde milyonlarca çocuk, genç ve yaşlılar açlıktan ve hastalıktan ölüyorlar. Kimi de savaşlarda hayatını kaybediyor. O masum yüzlerde gülücükler yok artık. Donuk bakışlar, hissiz duygular. Ve hayata küskünlüğün tüm renkleri o melek yüzlerinden okunuyor. Gözleri ağlamıyor artık! Yüreklerinde acı, sevgi, merhamet ve çocukluk hisleri tamamen siliniyor!


Bu meleklerimiz, başlarına gelen veya gelmesi muhtemel tüm sıkıntılara çocuk başına karşı koymak zorunda olduğunu biliyor. İnsan denilen mahlûklar, artık kanlı gözlerini masum çocuklara dikmiştir. Organ mafyaları, çocuk tacirleri… Kimi meleklerimiz, anne ve babasından şefkat göremiyor! Azar, dayak ve tehdit… Bazı çocuklarımız ensest ilişkilerin kurbanı oluyorlar; lekeleniyorlar çoğu zaman ve bu meleklerimiz bu ağır travmayla yaşamaya mahkûm oluyorlar!

 

Çocuk cinayetleri ve tecavüzleri, hem ülkemizde hem de dünyanın çeşitli ülkelerinde acımasızca devam ediyor! Meleklerimizin kanatları kırılıyor, yarınları çalınıyor. Hisleri, duyguları ve beklentileri birer birer melûn zihniyetlerin vicdanlarında yok oluyorlar.

 

Gayri meşru ilişkilerin meyvesi olan çocuklar-bebekler, ya canlı ya da öldürülmüş bir halde bir paçavra gibi kenara atılıyorlar. Kimi zaman da bir aileye evlatlık veriliyor ya da devletin o şefkatli kollarına emanet ediliyorlar! Çocuk bakım evlerinde çocukların başlarına gelenler de ayrı bir insanlık dramı ve utancı!


Henüz çocuk yaştaki bazı kız meleklerimiz, törelerin kurbanı oluyorlar. Ülkemizin bazı bölgelerinde meleklerimize gelinlik biçiliyor! Oyun oynamanın, çocuk olmanın mutluluğunu yaşayamadan 35-50 yaşındaki haydutların, pedofili sapkınların yatağına atılıyorlar! Aman Allah’ım! Bu durum olsa olsa bir cinnet hali olsa gerek! Böyle sapkın töreler ya da kirli zihniyetler sebebiyle bir nesil yok oluyor! Düşünelim bir an! Heba edilen bu meleklerimiz arasında kim bilir bir bilim insanı çıkacak. Belki de insanlığın kaderini değiştirecek projeler üretecek. Kız çocuklarının okumasının gereksiz olduğunu düşünen müptezel iblisler halen var ve aramızda dolaşıyorlar. Bu sakallı iblislerin tek derdi cinsel isteklerini tatmin etmek! Çocukların tacize ve tecavüze uğradığına dair öyle çok hadiseler görüyoruz, işitiyoruz ki, inanılır gibi değil.

 

Bu çağda, kızları-kadınları halen cinsel bir obje olarak gören bu kirli ve zehirli zihniyet yerin dibine gömülmeden insanlık adına bir hizmetten söz edilemez. Nasıl edilebilsin ki! 8-10 yaşındaki kız çocuklarına annelik görevi yükleniyor. Kız meleklerimiz, oyuncak bebeği ile oyun çağındayken birden bire annelikle tanışıyor ve hayatın tüm yükünü sırtına alıyorlar. O da yetmedi, sakalı yerleri süpüren pedofili şeref yoksunlarının kirli amaçlarına boyun eğmek zorunda kalıyorlar. İnsanlık adına utanç vesikası! Henüz çocuk yaşlarında böyle bir hayata mahkûm edilen meleklerimizin temiz kanatlarına ve o temiz yüreklerine insan kaynaklı kötülüğün lekesi bulaşıyor!

 

Anneliğin ve babalığın kutsiyetini halen anlayamayan bazı ebeveynler, çocuklarının geleceğini düşünmüyorlar. Ki-mi inançları adına, kimi gelenekleri adına, kimi de para uğruna çocuklarının geleceğini yok ediyorlar. Kız çocuklarının başlarına gelenlerden de ders çıkarmıyorlar. Ne şikâyetçi oluyorlar, ne çocuklarına sahip çıkıyorlar. Bazı duyarlı anne-babalar, durumun farkına varıp adalet arıyorlar. Ancak adalet kapıları yüzlerine kapanıyor! Tacizci-tecavüzcü sapıklar ifadesi alınıp, birer-ikişer serbest bırakılıyor! Bu nasıl adalet, bu nasıl insanlık! Söyle-yecek söz bulamıyorum.


Ülkemizi ve çocuklarımızı bu bataklıktan kurtarmak için vicdanlı, ahlaklı, adaletli ve ehil kişilerin bir an evvel görev başı yapmaları gerekiyor. İşlenen suçlara caydırıcı cezalar mutlaka verilmeli; ülkemiz, bu pisliklerden arındırılmalıdır. Sahipsiz meleklerimize muhterem yöneticilerimiz sahip çıkmalı; meleklerimizi eğitip, geleceğe ha-zırlamalıdır. Onlara uzanan kirli elleri kökünden sökmelidir. Annelere, sahipsiz yavrulara ve çaresiz yaşlılara devletimiz gereğince sahip çıkmalıdır. Sosyal devletin görevi de bu değil mi zaten.

 

 


( Lekeli Melekler başlıklı yazı Halit Durucan tarafından 20.12.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu