UYUYAN KASIRGA
Islanmış hayallerimle uyanırım her sabah.
Rüya ile hayal iç içe harman olmuş.
Kör bir döngüdür ki sanki sekrân
olmuşum.
Bir fırtınadır ki sormayın ölümcül
bir kasırga.
Neye isyan!
Neye hasret!
Neyin beklentisi bilemez oldum, bu
fani âlemde.
Hayat üryan, ben üryan, hayallerim
üryan kaldı.
Çalındı rüyalarım, yollarım açmaza
koşar.
Bulutlar yüzünü bükmüş bana
bakıyorken;
Çiçek bahçemde olmuşum dertlere
bağban.
Ah-u zarım dinmek bilmiyor!
Bir ümitle koşsam da tutunsam sevgiye,
aşka.
Sevgi uzaklarda kaldı, aşk sadece
rüyamda tutsak.
Dinliyorum!
Gökten üzerime titreyen gürültüleri.
Biliyorum;
Bir şeyler kusacak yine yeniden
ruhuma.
Kararmış bir suratla gökten bana
bakıyor.
Uykudan uyanıyor yine, ha çöktü ha
çökecek!
Uyuyan kasırganın gürültüsü!
Yağacak yağmurların latif esintisi.
Gece ötmeyen kuşların nağmeleri.
Uyku uyanık arasında kulağımda hoş
seda.
Korkuyorum!
Titriyorum!
Hayatın bir şakası mı bana,
bilemedim.
Döndüm sağıma, bir de soluma baktım.
Sordum kendime, kimim ben?
Cevapsız kaldı suallerim kendi
dünyamda.
Gözlerim boşa bakar,
Kulağım çınlar ansızın.
Yüreğim pır pır eder bir güvercin
ürkekliğinde.
Bazen,
Ansızın,
Bir kelebeğin kanatlarında hayatın
tüm renkleri;
Sarar etrafımı, okşar ruhumu ve
bedenimi.
Hayat kaynağı olur, gönülden
fışkıran pınar misali.
Aksın isterim hoyratça ve hudutsuzca
Uğradığı her yere can suyu taşısın;
Barış getirsin, esenlik getirsin,
Bülbülü, gülü, arzuyu getirsin.
Götürsün beni de ab-ı hayat yoluna
Vuslata eriş olsun da faniye edbera
Yumulmuş çeşmi siyahtan her daim dem
düşer.
Nice çeşmi siyah gördüm demi
kurumuş eyvah!
Nice müjgânlar gördüm ki; çeşmi
siyaha hicap kalmış!
Hayat bu değil mi, haydan gelip huya
gitmek!
Kişi kendin bilirse, vuslata
erişirmiş.