Ellerin semaya gönüllerin Mevla’ya açıldığı şehir. 

Duanın merkezi gözyaşlarının sel olduğu mekan. 

Kabe etrafında dolanan milyonlarca mümin. 

Beyaz ihramlar içerisinde mahşeri bir kalabalık. 

Burada makam mevki , zenginlik asalet geçmez. Tek geçer şey Allah’a kulluk ve takva. 

Lebbeyk …Alkahümme lebbeyk sesleri yeri göğü inletiyor arşa ulaşıyor. Her mümin gönlündeki isteklerini Rabbına sunuyor. 

Yalvarıyor yakarıyor gözyaşı döküyor. Kendisi için, ana babası ,evlad-ı iyali,sevdikleri için dua ediyor. 

Kainatın merkezi Kabe ve bir yörünge etrafında dönen milyonlarca mümin. 

Sanki mahşerin bir provası. 

Burada her milletten, her ırktan insan tek kimliğe bürünmüş. Sadece mümin. 

Dinde kardeş. Çünkü yaratan yapmış onları kardeş.   “İnnemel mü’minune ıhvetün” buyurmuş. 

Açlık ,susuzluk ,yorgunluk ,memleketten ayrılık kimin umurunda ki. 

Hiç birini gözü görmüyor kutsal beldelere gelenlerin, tek istekleri var. “Rabbım benden razı ol o bana yeter”diyorlar.  

Eksiklikler,aksaklıklar gözlere görünmüyor ki , gözlerin gördüğü sadece güzellikler. 

Medine’de Allah Resul’ünün misafiriydik. Mescidi Nebevi de iki Cihan sultanını ziyaret ettik. Selam verdik. Üzerimizdeki selamları emanetleri kendisine tevdi ettik. 

Edebiyat Evi’nden selam gönderen her bir kardeşimin selamını teker teker isim sayarak ilettim. Özellikle “ Edebiyat evi bir sitedir ben isim olarak selam gönderiyorum “ diyen kardeşimin de selamını ismini zikrederek defalarca ilettim. 

Rabbım inşaallah Resul’üne duyurmuştur. 

Harem de Kabe’de benden dua isteyen her bir edebiyat Evi mensubu kardeşimin duasını Rabbıma ilettim. 

“Rabbım bu kardeşlerimin dünya ve ahirete ait ne gibi hayırlı dilekleri varsa sen onları fazlasıyla onlara ver canı gönülden isteyenleri buraya getir onlara da görmeyi nasip eyle diye dualar ettim. 

“ Sen gittin oraları gördün ben ise göremedim diyen “ sitemizin yaşlı kocasına - ki O da kendisini bilir- Rabbım dünya gözüyle O da buraları görsün “ diye dualar ettim. 

Allah Resul’üne üç gün misafir olduk. Medine’nin her yerinde Onun kokusunu hissettik Onunla şanlı şahabesiyle hayalen beraber olduk. 

Bedir’de müşrikleri yendik. Uhutta yaralar aldık. Okçular tepesinde arkadan çevrildik. 

Kolay mıdır Medine’yi terketmek, Allah Resulü’nden ayrılmak? Ağlayarak terkettik o mübarek beldeyi. 

Şimdi Allah’a misafir olacağımız Mekke’ye gidiyoruz. 

Mekkedeyiz. 

Bu nasıl bir giriş?  Lebbeyk sesleriyle yer gök inliyor. Sanki Allah Resul’üyle Mekke’yi fethediyoruz. Dağlar , taşlar beyazlara bürünmüş. Yer gök lebbeyk sesleriyle inliyor. 

Hareme ilk giriş. Beytullah’ı ilk görüş.. Tarif edilmez ki ancak yaşanır. 

İnsan beşerlikten sıyrılıp sanki melekleşiyor. 

Kabe’yi ilk görüşteki dua kabul ediliyor Rabbım tarafından. Haydi ne istersen iste geri çevrilmiyor. 

İlk umremizi, Arafat umremizi, Cirane umremizi, Hudeybiye umremizi yaptık. 

Bugün Allah Resul’ünün taşlandığı şehir olan Taif’e gideceğiz Bizler de Resule atılan o taşların acısını yüreğimizde hissedeceğiz. Dönüşte tekrar bir umre yapacağız inşaallah. 

Artık dönüş günlerimiz yaklaşıyor. Hafta sonu  dönüşümüz var.  

Gönül ayrılmak istemiyor buralardan Ama sayılı günler gelip geçiyor. Tek arzu tek dilek var yüreklerde tekrar tekrar dönebilmek. Rabbım gelemeyenlere en kısa zamanda gelmeyi gelenlere de tekrar tekrar gelmeyi nasip eylesin. 

Herkese selam ve dualarla.