Isıtsın ve aydınlatsın istedim güneş,
Sarsın ruhumun tüm soğuk dehlizlerini,
Kokmasına kokacak ama dona geldi bu leş,
Nasıl sileceğim bu yaranın izlerini?
Ben,
Güneşin aldatıcı tebessümüne kandım,
Sonsuz bir baharın eşiğindeyim sandım.
Seher yeli öyle tatlı esti ki,
Meltem okşadı tüm hücrelerimi,
Açtım kalbimdeki tüm tomurcukları,
Sıcak bir bahar saldım,
Ruhumdaki tüm çocukları.
Zamanın ayak izleri bile silinmeden,
Siyah gökten beyaz bir sessizlik indi.
Bahar sanıp açtığım her düş bilemeden,
Karlar altında kaldı sanki korkunç bir çığ gibi.
Gözlerimde buz tutmuş erimeyen bir kış gecesi,
Gönlümde solan rengarenk bahar çiçekleri.
Heyhat! Mevsimler gibi insan da aldanır,
Benim ömür dediğin bir yalancı bahardır.
Ne bir güneş yaktı içimi tam anlamıyla,
Ne de bir kış üşüttü varlığımı tamamıyla.
Ben hep ikisinin ortasında kaldım,
Araftaydım,
Ne tam çiçek ne de tam kurumuş bir dal,
Uykudan önce anlatılamayacak kötü bir masal.
Ey rüzgâr, fırtına ve tipi!
Al götür içimde kalan baharı,
Beni karlar altında bırak, unutulmuş gibi.
Belki bir başka mevsimde,
Başka bir baharda açarım yeniden,
Başka bir hayatta,
Başka bir ömürden.
(
Yalancı Bahar başlıklı yazı
MESUT ÇİFTCİ tarafından
19.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.