Ne yağmurum varsa, döküyorum giderken..
Görünmeyen acılarımdan, can çekişiyorum.
Kollarım omuzlarıma, bedenim dizlerime yük oluyor..
Kitap ayraçlarına takılmış virgülleri toplayıp,
Küçük harflerle başlayan şiirler döküyorum gözlerimden.
Cümlelerdeki ünlemler de acımla birlikte can çekişiyor..
Bütün kırıklarımı katlayıp, koyuyorum bavuluma.
Öptüğün, avuç içlerimi deşiyor,
Saç uçlarımdaki kırıklar..
Burun direğime batıyor bütün kıymıklar.
Boğazımdaki boğumların boşluğu kan doluyor kan!
Ne canım varsa, veriyorum giderken..
Damla damla çoğalıyor, kahır pınarım.
Ağır hasarla ödüyorum, sana sevilmenin bedelini.
Ben ölene kadar yaşayacaktım!
Neden gitmem için öldürdün beni?
Madem öldürdün, Sen önce giy benim kefenimi,
Sonra bak bakalım, kolay mı şiirle kesmek bileklerini!
Ne kinim varsa döküyorum giderken..
Kalamam artık bu şiirde hikayem bitiyor.
İnsan kaderiyle,
Kaderinden kaçtığı yolda karşılaşırmış.
Gördüğüm düştü, gönlüm sana düştü ama,
Düşmesin bir daha yolum yoluna..
Bozguna uğrasın yollarım çıkarsam karşına,
Ne kadar taş varsa, döküyorum eteğimden..
Bir kulağımı topal bıraktı, veremcil barbarlığın..
İrin gibi akıyor sözler ağzından,
Etimi tırnağımdan ayırıyor..
Bilemişsin yetmemiş, sallamışsın,
Dilindeki hançeri!
Kullanma zamanı geçerse bir gün öfkemin,
Ruhumu yırtsın kirpiklerimin dikenleri..
Hem bak çayda soğudu, Hadi yeniden bitiyoruz..
Ayıpsız bir gelecek için,
Hayırsız günleri unutmak gerek..
Gülüşündeki cennetin ardından,
Cehennemine hapsettin!
Yaşattığın kabus dolu zamanların,
Lütuf olduğuna ikna ettin!
Şimdi de,
Kandıracağını mı sanıyorsun gidişimi?
Kaybolurken kaşınla gözün arasında,
Kaybolup gidiyorum gözünün önünden.
Yumruğu vurup göğsüme,
Susmaları sürüklüyorum ardımda..
Tedavi buldum sana olan bağışıklığıma,
Kendimi kederinden kurtarıyorum..
Ne kıyametim varsa koparıyorum..
Ne yağmurum varsa, döküyorum giderken..