Sanki Kafdağı’na tırmanır gibi,
Sözler susar, akıl durur gibiydi.
Bir düş gibi geçti hayalden,
Gözde büyüyen bir mucizeydi.
Bir şeye benzemeyen hâli vardı,
İçten içe yakan ateş misali.
Anlamayan nereden bilecek hali,
Sessizce yürekte iz bıraktı.
Bu duyguya asla tarif yapılmaz,
Bakışı bilinmez ve derinleşir.
Ağır bir sızıdır, içi yakar,
Zamana yazılmaz, içe yazılır.
Her şeyden habersiz bir resimdir,
Zamansız düşlerde solup gitti.
Söylenmeyen ne çok söz kaldı,
Bir vedaya bile yetmeyip bitti.
Gölgesi düştü en sessiz ana,
Bir daha gelmez, bu bilenler bilir.
Ne umut yeşerir o yıkıntıda,
Ne de bir yürek yeniden güler