
Görülmüş mü
bir sorun? şöyle içten gülüşüm,
Yüzümün tek
aynası, emsalidir duvarlar…
Keyiften
değil hüznü, saatlere bölüşüm,
Bulup bulup
yitirmenin timsalidir duvarlar…
Su gibi aktı
zaman, çaresiz büklümlerde,
Rabbe boyun
büküşümün, ram halidir duvarlar…
Yek pare
yalnızlığım, sarışın iklimlerde,
Kudüs gibi
bir güzelin, rum halidir duvarlar…
Işıksız
akşamlarda, kan sızar oluk oluk,
Yürekten
vurulmanın, tam halidir duvarlar…
Arzular
üryan kalır, hasretin rengi soluk,
Gül tenini
öpmenin, ham halidir duvarlar…
Yaklaştıkça
ölüme, ince ince elersin,
İyiliğe
sövmenin, zem halidir duvarlar…
Çatlayan
yüreğini, çığlıklara belersin,
Kırık bir
bağlamanın, bam halidir duvarlar…
İsmail’ce
uzanıp, kendimi koç ederken,
Yalınız
ölmelerin, hem halidir duvarlar…
Yürekten
yâre doğru, kavimler göç ederken,
Kâbe’nin son
örtüsü, kum halidir duvarlar…
Bedende
zincir izi, kalpte açık yaralar,
Ruhsatı Ker
belanın, gam halidir duvarlar…
Kapısında
cenneti, küçük bir el aralar,
Cehennem
seyretmenin, cam halidir duvarlar…
Gözlerimde
yağmurun, dinmesini beklersin,
Korkuya sapladığım,
nem halidir duvarlar…
Yabani bir
serçenin, inmesini beklersin,
Ölüme
aldanışın, yem halidir duvarlar…
Kuşatması
bitmiştir, hasret sura dayanır,
Siyah kaşın
çatımı, kem halidir duvarlar…
Suyu bir kez
görür de, ateş birden uyanır,
Bitmeyen
yalnızlığın, dem halidir duvarlar…
Biliyorum
yalnızlık, Allah’ıma mahsussun,
Elif gibi
durmanın, tüm halidir duvarlar…
İnsan kendi sonunu, bilen varsa konuşsun,
Ha dan önce
gelmenin, cim halidir duvarlar…
Rüzgarlarım
özgürdür, gelip geçer durmadan,
Dor Atın
ağızında, gem halidir duvarlar…
Şairleri
ölmez ki, şiirini vurmadan,
Nuh’un son
gemisinde, can halidir duvarlar…
Yüzün ekşir
zamanla, tadın piyaza çalar,
Mühleti beklemenin, imhalidir duvarlar…
Damla damla
üşürsün, rengin beyaza çalar,
Gökyüzünden
düşmenin, son halidir duvarlar…