
Ağlayıp durma gülüm, her derde bir çare var,
Sen küçüksün
ben büyük, aramızda dara var,
Bıçaklanmış
dallarım, güllerimde yara var,
Gövdemdeki
kesikler, öze yakın sayılır.
Alışkın
değilim ben, forsun kıyaklarına,
Mecbur muydu
yüreğim, aşkın uyaklarına?
Savruldum
rüzgarında, düştüm ayaklarına,
Eğildiğim
önünde, dize yakın sayılır.
Yağmurunla
yuğ beni, suyunda yıkar gibi,
Kürek kürek
toprağı, üstüme döker gibi,
Bıraktın
ellerimi, ateşten çeker gibi,
Şimdi ıssız
yüreğim, buza yakın sayılır.
Hallerini
sakındım, ne der diye cemiyet,
Sevgin halis
olsaydı, değişmezdi bu niyet,
Ne dostluk
baki kaldı, nede bir samimiyet,
Sen diye
konuştuğum, size yakın sayılır.
Bülbül ister
miydi, hiç ayrılmayı gülünden?
Olacaksa
amenna, hicap bulsun dilinden,
Seve seve
öleyim, gelecekse elinden,
Benim şu can
çekişim, haza yakın sayılır.
Sevda aşktan
ibaret, akar gider zamana,
Bu gönül
sevmeseydi ,gelir miydi imana?
Ateşi
içindedir, bakma tüten dumana,
Kor olmuş şu
yüreğim, köze yakın sayılır.
Ayrılık bir hataydı,
seni bu kez yanıltmam,
Gözüm gibi
bakarım, güllerini kurutmam,
Yüzünü
unuturum, kirpiğini unutmam,
Hep takılıp
kaldığım, göze yakın sayılır.
Anladım
Kahıroğlan, hayat zor bir pazarmış,
Yaşayan bir
ölüye, taze mezar kazılmış,
Yetmiş diye
söylenmiş, seksen diye yazılmış,
Sen olan şu
tek derdim, yüze yakın sayılır.