Canım vatanım, Türkiyem,
Her yeri yolsuzluk akan şelalem,
Mecliste sadece kavga olan güzel fêralem.
Düşün, taşın, onca kefensiz yatan şehitleri, gazileri,
Hâyasız bir uçurumun tezinde,
Unutulur gider, çaresizlik fezinde.
Kraliyet sarayı ve hanedanlığı,
Yaşamını sürdürür, fermanlığa,
Uçsuz bucaksız kleptokrasinin,
Temellerinin sultanlığına.
Bizleri birer modern köle yaptılar,
Sesini çıkarmayanlar kıyma makinesinden geçirilmeye başlarken,
Hakkını arayanların ağzına sütür atıp,
Kodese yollarlar.
Taraftar fanatikliği futbolla sınırlanmayan bir ütopya,
Gün geldi, fetva veren diyanet hocasına, politikasına.
Doğru konuşanı 9 köyden değil, memleketten kovarlar,
Yalan söyleyeni meclise sopalarlar,
Bu duruma sesini çıkaranları yakarlar, parçalarlar.
İçi boşaltılmış "demokrasi",
Birer otorite rejiminden ibaret heyet.
Sandığın cumhuriyeti seyret,
Hayalinin yok oluşunu seç ve gözet.
Asit olsam, yağsam memlekete,
Her yeri talan etsem, özellikle sembol haline gelmiş binaları,
Ve içi boş ideolojilere...
O yolda yürüyenler neyi arar?
Hangi hayali, hangi ideali?
Körüklenen umutların altında,
Toprağa gömülmüş gerçekleri.
Bizim yerimiz orada, köleliğin derin çukurunda,
Sesimizi duyan var mı, kimse dinlemeden yudumladı şarabını?
Hükümetin güçlü elleriyle,
Biz, birer taş olduk, kaybolan tarihin izinde.
(
Sarsılmaz Krallık başlıklı yazı
enes-dogan tarafından
4/8/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.