
Bazı Çiçekler Yalnızca Gecede Açar*
Bazı cümleler, farkında bile olmadan ruhumuzdan dökülür.
Sanki içimizde uzun zamandır saklanıyormuş da bir anda, zamansızca gün yüzüne
çıkıyormuş gibi… Ne garip, bazı sözler en çok söyleyeni vurur. İnsan, kendi
içinden gelen cümleye bazen daha fazla takılır, ona sığınır, ondan kaçar, ama
yine de onunla yaşar.
Zaman, kimi vakit bir merhem gibi akar. Yaraları usulca
sarar, derin çizgileri yumuşatır, geçmişi elindeki ince bir fırçayla soldurur.
Ama zaman kimi vakit de bir sis gibidir. İçinde kaybolursun, yönünü yitirirsin,
adımların titrer. Serinliği bırakılacak kadar hafif, ama keskinliği tutulacak
kadar sivridir.
İçimizde bir taraf solarken, öteki taraf direnmek için var
olur. Belki de en derin çatışmalardan biri budur: Yok olmak ile var kalmak
arasındaki sarsıcı denge. Ama unutma, bazı çiçekler yalnızca gecede açar.
Bazıları, karanlığın içinde kök salar, gölgeye rağmen ışığı içinde taşır. Senin
de içinde, solmayan bir çiçek var. Bunu bil.
Belki de hayat, bir kelimenin içinde saklıdır. Kimi zaman
bir “gülümseme”, kimi zaman bir “bekleyiş” … Bazen çok eski bir cümlenin
yankısı, bazen bir çocuğun ilk kelimesi gibi saf. Ama hep bizimle olan, hep
bizi şekillendiren…
Ve sözcükler hâlâ dökülmeye devam ediyor. Belki bir duygu,
belki bir anı, belki de sessizliğin içindeki bir ses… Ama bir şey hep var:
İçimizde solmayan bir çiçek gibi, yaşanmayı bekleyen kelimeler.
Ve sözcükler, içimizde derin yankılar uyandırarak akmaya
devam eder…
Bazı anlar vardır ki, insan tam da o anda geçmişiyle,
geleceğiyle, içinde büyüyen sessiz duygularla yüzleşir. Bir kelimeye sığar
bazen tüm bir hikâye. Kimi zaman “kalmak” olur o kelime, kimi zaman
“gitmek”. Bazen “özlemek”, bazen “unutmak” olur. Ve bazen, bu kelimeler insanın
içine öyle bir yerleşir ki, onu şekillendirir, dönüştürür.
İçimizde taşıdığımız kelimeler, ruhumuza işlenen birer ince
nakış gibi… Kim bilir, belki de hayatı anlamlı kılan şey, hangi kelimeleri
sakladığımızdır. Bir gün, ansızın fısıldanan bir cümle, bizi bambaşka bir
dünyaya götürebilir. Ya da yıllarca içinde tuttuğun bir kelime, zamanı
geldiğinde bir şarkı gibi dökülebilir dudaklarından.
Dediğim gibi işte, bazı çiçekler yalnızca gecede açar*.
Bazı insanlar da ancak karanlığın içinde kendi ışığını bulur. O ışık,
belki bir dostun sıcak gülümsemesidir, belki içten bir teşekkür, belki de
kendine verdiğin küçük bir söz… Ama her ne olursa olsun, insanı hayata bağlayan
bir şeydir.
Zaman akarken, biz de değişiriz, büyürüz. Geriye yalnızca
bizimle kalan kelimeler ve yaşanmışlıklarımız kalır. Ama unutma, her gün
yeni bir cümle yazılabilir. Her gün, içindeki ışığa biraz daha sarılabilirsin;
sarılmayı unutmadıysan…
Mehmet Aluç
*Bu söz Berfe Hüseyin kardeşimin bugün yayınladığı”Sevgili Rüya Kardeşime” yazısından bir kaç söz ile alıntılanarak /alınmış ve yazılmıştır,kendisine teşekkürler ediyorum.