Sabırlı olmak ile aptal olmak arasında ince bir çizgi vardır.
Beni defalarca kez kırmış, kullanmış ve her affedişim de hayatımı bir kez daha altüst etmiş biri için gecelerce dua ettiğim zamanlar oldu. Sabırla beklersem düzeleceğini sanıyordum ama aptal olanlardan mışım.
-Üzgünüm ...
Cep telefonuma senden gelen son mesaj , ben hayatımda bu kadar saçma bir kelime daha duymadım onca yapılanlar dan sonra bari bir ''özür dilerim'' kelimesi bu üzgünüm mesajından daha yerinde olurdu .
-Üzgünmüş ...
'' Peki en son benden önce kiminle konuştuğunu bilebilir misiniz? ''
'' Bir erkekle ''
'' Ne konuşmuşlar? ''
'' Şiirden bahsetmişler. ''
'' Sadece geceleri sokağa çıkıyormuş diyorlar . Peki anlayabilir misiniz, neden ? Evinin bulunduğu yer hiç tekin değilken...''
'' Onun için asıl tekin olmayan gündüzler... çıplak gözle görünebileceği haller.''
'' Çirkin ya da sakat mıymış? Görünmesini istemediği bir hali mi varmış?''
'' Hayır . Sadece üzgünmüş... çok üzgün ''
Bazen başımızdan öyle meseleler geçer de,
'' imkanı yok , nasıl olur'' deriz.
Her şeyi kontrol edebildiğimizi zannedip,
zaman denen hadiseyi unutuveririz...
Zamanın hükmünü kabul edip, Kafamızı yolumuza çevirdiğimizde ise ;
'' Asla yapmam'ları '' yapılmış ;
''Asla gitmez'leri '' gitmiş buluruz.
Yalnızlığın ve hüznün en yakın arkadaşın ;
o tenha, çıkmaz sokakların hep rehber olsun sana.
Belki sen ve ben , yine rastlaşırız;
bir akşamüstü,
bir şiirde
yahut
o tenha , çıkmaz sokaklar da.
Diliyorum , bir gün
sen ve ben yine buluşuruz.
Hoşça kal.
*
yenilgilerime,
kaybettiklerime ,
düşlerime,
sana
ve
bana ...