Geçen gün bir lisenin çıkış saatinde yakınından geçerken, beş on gencin bir gence iki taraftan omuzlarına ellerini koymuş, gençlerin aynı zamanda başını yanaklarını, okşadıklarını gördüm ve sevindim. Ve ne kadar mutlu bir tablo dememe kalmadan, çocuğun yanaklarına, yanaklarına yumruk, tokat atmaya başladılar..
O gariban ezilmişlik, yalnızlık, savunmasızlık içinde, hiç bir karşılık veremiyordu. Kötü olanı da onlarca genç gülerek seyrederken, kızların da bahse tutuşmuşlar gibi alkışla destek verdiklerini gördüm. Etraftan gelen tepkiler üzerine genci bırakıp gittiler. O da mahzun, boynu bükük ortadan kayboldu..
Gençler, akran zorbalığı olarak arkadaşlarına fiziksel darbe, lakap takma, alay etme, ağır şakalar, kötü sözler, tehdit, dışlama, dedikodu, dayak ve haraca bağlama gibi, daha birçok yollara başvurabiliyorlar.
Bunların her gün bir benzerini, hatta ölümcül olanlarını görsel medyada ve çevremizde görmemize rağmen devlet, aile, Millî Eğitim, okullar tarafından alınmış hiç bir ciddi tedbir göremiyoruz..
Yine yorgun mermi yüzünden her sene yaşlı, genç, çocuk yaralanma ve ölüm haberlerine şahit oluyoruz.
Trafikte, yollarda, ışıklara uymama, yayaya yol vermeme, en ufak şeyde el kol hareketleri, küfürleşmeler, kavgalar, silah çekilmesi yaralanmalar veya ölümler..
Kadın ölümleri, Komşular arasında gürültü terörü, kiracı, mal sahibi anlaşmazlıkları, marketlerin uyguladığı yüksek fiyat terörü, hasta, doktor ilişkilerindeki terör.
Resmi dairelerde bugün git yarın gel veya anlaşılır bir şekilde derdini anlatmana müsaade edilmemesi terörü..
Asansörlerin yaşlı hasta ve engelliler den çok gençlerin kullanması, trafikte, toplu taşımada yaşlı, hasta ve özürlülere yapılan saygısızlıklar, öncelik hakları gaspı terörü.
Toplu taşımada ki arızalar, uymayan saatler, kalkmayan araçlar, yasak yerlere park vs. vs. gibi uzayıp giden hak ihllalleri terörü.
Hırsızlık, şantaj, sokak mafyası, sosyal medya ahlak dışı davranışlar ve yasaklı maddeye ulaşım kolaylığı terörü..
Biz böyle değildik neler oldu bize böyle, biz nerede yanlış yaptık..?
Bir devletin bunlara dur dememesi, çare üretememesi mümkün değildir.. Meclis, siyaset ve vekiller, çözüm üretmek ve çözmek için vardır.
Meclisteki 550 tane milletvekili ne iş yaparlar? Bunların görevi araştırma, çare üretme ve meclis de bunları gündeme getirmeleri gerekmez mi?
Seçim öncesi kapı kapı dolaşan vekiller, neden seçim sonrası aynı aktif çalışma içerisinde halkın arasında olmazlar anlamakta zorlanıyorum.?
Kangren olmuş bu yaraların acil mecliste ele alınıp bir şekilde her türlüsüne daha geç kalmadan dur! denilmelidir..
1- Kanunların daha ağırlaştırılması ve ceza evlerinde dini, milli, psikolojik tedaviye yönelik çalışmalara ağırlık verilmesi önemlidir..
2- Okullarda öğrenci akran zorbalığına karşı (Kadınların KADES, uygulaması) gibi bir çalışma yapılabilir. Bu zorbalığı yapanlara, göz yuman okul ve yöneticilerine, ciddi cezalar verilmeli. Aile bireyleri de sorumlu tutulmalıdır.
3- Okullarda müfredat gözden geçirilmeli, kitaplar yeniden yazılmalı, Millî - Dini derslere ağırlık verilmeli ve bu derslere işin ehli eğitimciler girmelidir...
4- Öğretmen, öğrenci Aile ilişkileri yeniden ele alınmalı, aralarında iletişim, sevgi, saygı ihtisas edilmelidir. "Her şeyin başı önce eğitim."
5- Sinema, dizi, sosyal medya filmleri ve yapımcılar yakından takip edilmeli. Dini, milli, örf ve adetlerimize ters yapımlara müsaade edilmemelidir. Filmlerdeki liseli gençlerin uygunsuz hareketlerine, film çekimlerine bir çeki düzen getirilmelidir.
6- Asker uğurlamaları, düğünler ve her ortamda ne tür silah olursa olsun, ateşleyenlere ciddi yaptırımlar yapılmalı, yaralanma ve ölümlerde çok büyük cezalar verilmelidir..
7- Marketlerde, pazarlarda halkı kandıran, ayıplı mal satanlara, yüksek fiyat ve tartıdan çalanlara iş yeri kapatma gerekirse iş feshine kadar gidilmelidir...
8- Resmi dairelerde işini savsaklayan, kötüye kullananlara, bu gün git yarın gel diyenlere ciddi yaptırımlar yapılmalıdır..
9- Ahlaki erozyona karşı bir çeki düzen vermek, televizyon programlarının ve sosyal medyanın kontrol altına alınması elzemdir..
10- Kamuda torpilin her türlüsüne, kayırmanın, senin, benim adamım, gibi kanun dışı her oluşumlara ciddi cezalar verilmeli, ve her iş ehline vermelidir...
Velhasıl; Takiplerin ciddi kul hakkına riayet ederek yapılıp, kanunların uygulanması ve cezaların ıslah edici, caydırıcı hale getirilmesi elzemdir...
Not; Bu görevler iktidar, muhalefet, halk olarak hepinize düşmektedir..
(Kul Ahmed-i)
Ahmet Ali Canbaz 2024
