Saksıdaki Kaktüsler ve Kaybolan İnsanlık

Eskiler ne güzel anlatırdı insanı. Dostluk nasıl kurulur, komşuluk nasıl yaşanır, aşk nasıl hissedilir… O anlatılar yalnızca geçmişi değil, sanki birer insanlık manifestosuydu. Biz bile onların özlemini çekiyoruz; görmediğimiz, yaşamadığımız hâlde, içimizde bir eksiklik gibi duruyor o insanlar.

Peki bu kadar değişimin sebebi nedir? Gelişen ve değişen dünya mı? Yoksa duyguları bastıran Alman disiplini, duvar gibi Rus suratları, mekanikleşmiş Japon iş ahlakı mı? İnsanlar artık neyi benimsedilerse, her birimiz farklı bedenlerde aynı kişiliğe dönüşmeye başladık. Tanıştığımız her insan, sanki aynı kalıptan çıkmış gibi. Bu tekdüzelik beni korkutuyor. Donukluk ve sessizlik, bizi birer “un çuvalı”na çeviriyor. Bu ruhsuzluğun insanlığa nasıl bir faydası olabilir?

Gelişen dünyanın yeni insan modeli buysa, bunu reddetmek anarşi midir? Bilemiyorum… Ama ben bu modele uyamıyorum. Yeşili daha yeşil, maviyi daha mavi görüyorum. Masa başına zincirlenmiş bir işle ömrümü tüketebileceğimi hiç sanmıyorum. Yapım gereği öğrenmek, öğretmek, gelişmek istiyorum – evet, belki bir maymun iştahıyla, ama tutkuyla. Değişen dünyanın kendisi olmak isterim kimi zaman. Ama hiçbir zaman bir saksıda çürümeye bırakılmış bir kaktüs olmak istemem.

Ne yazık ki çoğu insan artık ofis köşelerine, vitrin önlerine süs niyetine konmuş bitkiler gibi. Kök salmadan, solmadan, sadece durarak yaşıyorlar. İki aya çürüyecek bir kaktüsten farkı kalmamış hayatlarının. Belki bu sözlerim ağır gelecek, beni eleştirenler olacaktır. Ama umurumda değil. Zira onların hayat gayelerinin yalnızca o saksıda çürümek olduğunu bilmek, bana kızgınlık değil; daha çok acıma duygusu veriyor.

Peki bu insanlar bu hâle nasıl geldiler? Asıl soru bu. Benim, senin, hepimizin kendimize sorması gereken soru. Herkes eleştirebilir – ben bile. Ama sorunu kökten kim çözecek? Eleştirmek kolay, düşünmek zor. Değişimin değil, çürümenin karşısında durmak cesaret ister. O cesareti gösterebilecek kaç kişi kaldı, bilmiyorum.

Fakat şundan eminim: İnsan hâlâ insansa, bu saksılardan çıkmanın bir yolunu bulacaktır.
( Saksıdaki Kaktüsler Ve Kaybolan İnsanlık başlıklı yazı İslamokan17 tarafından 13.06.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu