Ukbaya yakıyorum, ateşimi harımı,
Ara sıra geçmişten, çalarak yaşıyorum.
Ummanlarda savruldum,
sormayın zararımı,
Aklıma geldiğinde, gülerek yaşıyorum.
Bir güzellik aradım, gözlerimin ferinde,
Beyazlar sallandılar, saçlarımın
kırında,
Acılar halay çekti, sakladığım derinde,
Ah tutan saçlarımı, yolarak
yaşıyorum.
Aşk varken semaları, uçarak geziyordum,
Dağların zirvesinden, deryaya sızıyordum,
Şiirlere sözlere,
hep seni yazıyordum,
Ben seni sevdiğimi, bilerek
yaşıyorum.
Ağzım var dilim yoktu, hep içime atmıştım,
Sabrıma
yenilmeyip, nice sabır katmıştım,
Gün geldi senin için,
kim var ise çatmıştım,
Şimdi gözyaşlarımı,
silerek yaşıyorum.
Netice de insanız, hata yapmak bizlere,
İşte onların yükü, çöküverdi
dizlere,
Ömrümü kazımışım, alnımda ki izlere,
Anıları
günüme, bölerek yaşıyorum.
Tanımadım bunca yıl, dünyaya yabancıyım,
Bizi pervane eden, sevdalara
hancıyım,
Söylediğim sözlerde, sanma
ki yalancıyım,
Yaşamımdan dersleri, alarak
yaşıyorum.
Yüreğim zaman geldi, zerre zerre dağıldı,
Kudretin karşısında, tevazuyla eğildi,
Usul usul duruldu, evvel böyle değildi,
Kaybolan benliğime, dalarak yaşıyorum.
Âdem olalı beri, gelmemiştir vuslatım,
Yetmedi marifetim, kalmamıştır takatim,
Adım adım koşuyor, geçeceğim sıratım,
Her gün seni bekleyip, ölerek yaşıyorum.
Âdem Efiloğlu