Ayrılığın Göğü


Yeryüzü yara bere içinde epeydir 
Kanadı kırılan bir kuşun tükenmişliği gibi 
Soluduğumuz havada 
Yüreği daraltan bir duygu seli hakim 
Şehirlerin benizleri inkâr edilemeyecek kadar soluk 
Bir zindan ki her şeyi içine alıvermiş 
Sular kurumuş 
Ademoğulları ve Havvakızları cansız 
Hiçbir şeyin yetmediği bir yerindeyiz dünyanın 

Sana gelince bahtsız sevgilim 
Saçların rüzgârsız 
Gülüşün kendinde değil 
Aşk diyemiyor ıslak dudakların 
Çekiliyorsun ilmek ilmek 
Artık hissedilmiyorsun inceden inceye 
Nice güneşler, baharlar, çiçekler nafile 
Had bilmez bir güne doğuyoruz hepimiz 
Keyifsizliğin kıyılarında 
Nam salmış gözlerin 
Nerelere dalar öyle 
Sanıyorsun ki dağlar, taşlar, duvarlar konuşuyor seninle 
Kimsesizliğin kifayetsizliğinde 
Şu meçhul çıkmazlara ancak Allah bir ad koyabilir 
Kadınlığından denizlere doğru usulca akan kirli kanları 
Hiç bitmeyecek diye tasvirledi gök 
Ve kendini ayrılığın göğü diye tanıttı herkese 
Belki de son kez 
Yeryüzüne bakarak 
Hıçkıra hıçkıra 
Denize doğru akan kanları 
Temizlemek için 
Her birimizin adını andı 
Şefkatle, kucaklayarak 


Fırat Bal 




( Ayrılığın Göğü başlıklı yazı Gecenin_Sesi tarafından 10.07.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu