
BALKABAĞI
Eski taş duvarın renkli desenine
ellerini sürerek, yukarılara doğru çıkan balkabağı sürgünleri ne kadar da
başlarına buyruklar. İlerlemek, onlar için karşılarına çıkacak engelleri
görmezden gelmek demek. Güçlerinin yettiği kadar evlerinden dünyalarından
uzaklara çok uzaklara gitmek onların işi. Varlıklarıyla çitleri, evlerin
panjurlarını, çamaşır iplerini, üzüm asmalarını şereflendirirken, kuşlara
özenip de yan bahçenin kavak ağaçlarına tünemelerine hiç şaşmamalı..
Ben çocukken, balkabakları benim kahramanlarımdı. O taş duvarın altına metal sakız kutumu gömdüğüm gün buna öyle çok inanıyordum ki. Yeşilli o küçük kutuya balkabaklarının çekirdeklerini saklıyordum. Her eylül onları özenle ekiyordum. Tek ümidim onların çok çok büyüyünce, babamı değil sadece beni ve annemi bu cehennem gibi evden alıp kimsenin bulamayacağı bir yere götürmesiydi. Masalda da öyle diyordu ya; balkabaklarından bir araba kapıda bekliyordu..
Mavi Yıldırım