
LEYL-i HÂMÛŞ
Planlar, ihtimaller, hayaller..
Kalbimde bir ağırlık
Dilim eskisi gibi dönmüyor
Halsizlik bu, haksızlık düpedüz
Daimiyetin akıbeti nihan olunca
Hava da biraz puslu, incir ağaçları
da
Senin sesin sakin, bomboş
İzini kaybettiğim sokaklar hıncahınç
dolu
Seni düşünmek..
Dünyada var olan zamanların
hepsinde
Senin anlam arayışında nefes almak..
Toplama kamplarında nasıl olduğumdan
Hiç haberin yok senin!
Bir gelincikten daha ürkek..
Sana yazmama izin vermiyorsun
Zamanın dışındayım,
Yakıp kavurucu çaresizliğin tam
ortasında..
Çocukken yaşadığın mahallelerde
Misketlerin başına buyruk
Toz mavi bakışların o kadar berrak
ki
Ellerin ufacık, korkuların da..
Kalbin iki farklı kalemle yazıyor
bana
Biri tükenmez kalem diğeri ise
kurşun kalem
Parmak uçlarında mürekkep ve kurşun
lekesi
Beton kuyularda kül rengi
çiçekler..
Ben buz olurken, ayakuçlarıma kadar
Eylül sana sıcacık ve deniz kabuklu
Her şey ellerimin arasından kayıyor
Üzücü bu boşaltılmış sokaklardaki
sensizlik
Kralların dev mezarları
Gizemli, bilinmeyenli tevafuklar..
Yosunları, sazlıkları takip edince
Hicivli sesinle beslenen bir gölet..
İki taraf için aynı derecede önemli
olan
Bozuşmaya değecek bir şey..
Avını kaptırmamaya çalışan üç kurdun
Kaderine razı gelen o ikisi biziz..
Mavi Yıldırım