Sevgili Mahir - Eylül




SEVGİLİ MAHİR - EYLÜL

 

Bugün, zihnimin olması gerektiğinden çok daha fazla şeyleri sorguladığını fark ettim. Böylece bir durgu vermeye karar verdim. Düşündüğüm ve düşünmek istemediğim şeylerin veri ambarımdaki önemlilik sıralamasını gördüm. Bir nefes almak için fincanımın içinde içilmeyi bekleyen kahvenin, buraya gelmeden önceki hallerini hayalimde canlandırmaya çalıştım. O an aklıma sen geldin Mahir. Senin, önce bu kahve çekirdeklerini toplayan kişi olduğunu düşündüm. Ellerindeki sıcaklığa ve kalbinin devâ-sâzlığına maruz kalan kahve çekirdekleri aynı kaderi paylaşacak olmanın heyecanını yaşadılar. Ateşte sabırla kavrulduktan sonra senin çektiğin taş değirmende ufalandılar ve senin tuttuğun bakır cezvede harlanırken nasılda lezzetli bir içeceğe dönüştüler..

 

Mahir, sana karşı çok mahcubum.. Gelmiş olduğundan emin olup da posta kutunda bulamadığın her mavi zarf için çok üzgünüm. Beklediğini biliyorum.. Beni merak ettiğini de.. En son ağustos ayının başlarında yazmıştım sana, kırk günden fazla süre geçmiş. Şuan eksikliğini nasıl derinlerden hissediyorum biliyor musun? Bugün sana kızmayacağım, özlem tek başına yaşanması gereken bir duygudur çünkü. Ne öfke ne kırgınlık ne de hüzünle birlikte yaşanır. O yüzden sadece seni katıksız özleyeceğim. Başka hiçbir şeyin bu tadı bozmasına müsaade etmeyeceğim..

 

Gündüzleri daldan dala sekiyen, geceleri gönlümün kuş evinde sesi yankılanan yağmur kuşu; insan aradığı şeyin var olma biçimidir.. Ben senin varlığına nakışlanmak için bu tahkimlerden geçiyorum biliyorum. Senin dingin tabiatına denk gelmek için içimdeki isyan ateşlerini görmezden gelmem gerekiyor. Bunu senin göl huzuruna eklenmek için yapmalıyım. Seninle olmak için senin tam zıddınla süngü süngüye gelmeliyim. Sende kendime tanıdıklaşmalı, yaşamın tuttuğu aynalarla kavga etmeden sebebin dönüştürücü iksiriyle damağımı tatlandırmalıyım..

 

Bir gün, “Sevgili Mavi;” diye başlayan mektubun elimde olacak ve ben ömrüm boyuncu akıtmaktan imtina ettiğim, zor günler için sakladığım gözyaşlarımı satırlarının arasına yağdıracağım. Benim için hangi teşbihleri hangi şirin sıfatları, hangi güzellemeleri sarf edeceksin acaba? İsmimle adlandırılmış okyanusları, denizleri ve belki de gökyüzünü anlatacaksın bana. Mavinin tonlarını ayrı ayrı bana benzeterek örneklendirmen de olası. Mahir, sen ne yazarsan yaz kelimeler senin tasarrufundan bir sanat eserine dönüşecektir ben eminim. Cümlelerin uzun mu kısa mı, kelimelerin ne kokuyor bunları artık bilmek istiyorum. Benim gibi sen de kuşları seviyor musun? En sevdiğin mevsim ne? Eylül sana da şiirler yazdırdı mı Mahir? İlk mektubunda bunları yaz bana unutma!

 

Mektuba başladığım anki duygu geçişli, histerik halim kayboldu biliyor musun? Gülme çizgimin yumuşacık yayları yine cemalimi ay gibi aydınlattı. Bunu nasıl yapıyorsun Mahir, hem de sadece hayalinle?

 

“Seni bekleyişimin adı yok.

  Sadece yüreğimde lal olmuş duamsın.”  Mevlana

 

Mevlana’nın bu sözüyle mektubumu bitiriyorum Mahir. Orada olman, senin dışındaki her şeyi daha olası ve geçici kılıyor…

 

(Attığın okla yere serilen ceylan yüreğimi mektubun içine bırakıyorum.)

 

 



 

 

                                        Mavi Yıldırım

 

 

 

 


 

( Sevgili Mahir - Eylül başlıklı yazı MaviYıldırım tarafından 10.09.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu