
Etme-Bulma
Dünyası
Yarınlara
gebe kalmış hayallerimiz
Ne
umuyoruz, ne buluyoruz beyhude!
Hayat
dediğin nedir ki, boş bir beşiktir
Sallar
durur da, oyalar seni uyutur.
Etme-Bulma
Dünyasıdır süslü olsa da
Nefsin
sesi müzik çalar okşar ruhunu
Yol
şaşkın, Âdem şaşkın, Havva şaşkın
Ağaçta
duran elma koparılmaya şaşkın
Ömür
bir mum gibi katre katre tükenir
Etme-Bulma
Dünyasıdır süslü olsa da
Ne
dünyaymış be, bir nefes kadarmış ömür
Ab-ı
hayat sürerken, gayyaya düşersin
Cennet
cennet dediğin de bir adım altta
Huriler-Nuriler
ve peri kızları ha!
Etme-Bulma
Dünyasıdır süslü olsa da
Ecel
çalmadan kapını önce bir düşün!
Yapıp
ettiğin bir kara gölge peşinde
Hem
bu dünyada hem de öteki dünyada
Bırakmaz
ki yakanı hesap sorulmadan
Etme-Bulma
Dünyasıdır süslü olsa da
Kime
ihanet ettin de, kimi kırdın sen
Kötü
gözle mi baktın, kimleri yaktın sen
Nefsin
zebanisi yola düşmüş geliyor
Yakana
yapışmaya, hesaba geliyor
Etme-Bulma
Dünyasıdır süslü olsa da
Sürprizlerle
doludur hayatın, unutma!
Mutlu
oldun mu, şunu bilesin sendendir
Yaptığın
iyiliğin bedenli halidir
Bela
düşerse başına bin kere düşün!
Etme-Bulma
Dünyasıdır süslü olsa da
Hayat
bir değirmendir, vardır kırk dişi say
Kemirir
durur, içten dışa bedenini
Hayat
ağaçtır, suyu inanç ve itikat
Suyu
çeşm-i giryandır menbaı kutsaldır
Etme-Bulma
Dünyasıdır süslü olsa da
Hayat
seni değil, sen hayatı sorgula
Nefsani
duygular taht kurmuş bak gönlüne
Kralın-kraliçen
orada tepinir heyhat
Mal-mülk
ve nefis hepsi orada oynaşır
Etme-Bulma
Dünyasıdır süslü olsa da