Hâl’de adap gerek ilk, sonra da Dil’de edep
Olmazsa bunlar sende neylesin ilim mektep
Bildinse susma konuş ilmin zekatını ver
Bilmedinse eğer sus bilenlerden inci der
Konuşurken birinin lafını kesme sakın
Acele iştir bil ki huyda şeytana yakın
Güldüğün belli eder akıl mertebesini
Gülüşünden bilirler hayâ terbiyesini
Küçüğünü severken büyüğü say unutma
Edep erkândan başka malâyani yol tutma
Zayıfı hoş gör aman garibi de gör gözet
Ancak onda bulursun hem huzur hem de lezzet
Ülfet etme paraya el kiridir bilesin
Kazancınla mutlaka mazlum yaşı silesin
Sofrada bekle önce büyükler bir başlasın
İster misin toplumda biri seni haşlasın
Girdiğinde meclise bulduğun yere otur
Beklenti denen illet seni senden soğutur
Topluluktaki ikâz olur mu hiç nasihat
Muhataba yalnızken nasihati hatırlat
Gittiğin her hanede gözünün hakimi ol
Bakarken haset etme sadece gıptayla dol
Yer ver her vasıtada yaşlıya ve hastaya
Hayat ki sırayla ha seni koyar postaya
Evinin sırrını da vermeyesin ellere
Ellerin dostu olur o da verir yellere
Borcunu ver vaktinde sarsılmasın itibar
İkinci kez çaldığın kapı olmasın duvar
Söz emanettir serde tut münafıklık etme
Emanete ihanet ile bir de çark etme
Nasihat verilmişse sen sana uyanı al
Adabı Muaşeret bir deryadır sen de dal
(
Adab-ı Muaşeret başlıklı yazı
hatice-kilinc tarafından
17.10.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.