Mesele şu ki;
Seni yazasım var
Kelimeler anlam ağırlığından
Kaçışa yelteniyor.
Hece hece, ölçüsüzce seni tarif etmek...
Zor geliyor elbette.
Harfler şapka çıkarmaya meyyal,
Dizeler dizilmeye peşin sıra...
"O" doğmuş dedim
Bugün, evet bugün...)
Kendini bildi bileli
Aşk pervanesi.
Dönmeli şimdi,
O'na pervane olmalı tüm kâfiyeler.
Keyif vermeli hayat,
Yaşama sevinci tazelenmeli;
Okuyunca,
"Evet bu benim, bu benim" demeli...)
Deli, serseri biraz belki
Ama yerli yerinde hep sözleri.
Duygusal bir de,
Ağlamaya dünden meyilli.
Sesi fırtınaya kafa tutar,
Dağları yıksa şaşmazsın;
Sevdiğine ise süt dökmüş kedi
Evet evet, bu bizimki..!
Üzmeye görün,
Çekilir içine sesi,
Sislerinden göstermez kendini.
Sus pus olur,
Bıraktığın yerde bulamazsın geri.
Elinin kanayacağını bile bile
Kırarsan bir gülü,
Katlanırsın sonucuna...
Ne açar renk renk, ne saçar kokusunu âhenkle;
Ee, her güzelliğin bir bedeli olmalı tâbii...
Şimdi tüm mısralar toplansın kapısına,
Hediye niyetine bir tutam huzur,
Biraz da eskimeyen çocukluk bıraksınlar.
En masumundan...
Çünkü O, en çok gülünce yakışıyor bu dünyaya,
Gözlerindeki o deli ışık sönmemeli asla...
Varsın sussun dilerse,
Varsın sislerine gömülsün,
Biz bekleriz o güneşin yeniden doğuşunu.
Çünkü biliriz
Kökü derinde olanın meyvesi de sabırla gelir.
Beyhude değil işte hiçbir şey...
İyi ki doğmuş,
İyi ki geçmiş bu yollardan...
Kendi masalının kahramanı,
Benim ise "iyikim" olmuş...)
...Gözyaşlarınagömsendünyayıhakkınvar...