EVVELBAHAR
Büyüttüğüm çiçekleri kopardılar bir bir.. Geceleri kavakların üzerine yağan benim. Çöz saçlarını iplik iplik değsin toprağıma Güzel. Rüzgârların dağıtmasına aldırma. Neden kaçırırsın gözlerini benden bilmem. Bırak, Dicle biraz da senden alsın kaynağını.
Bak bana, güllerin yapraklarında sana çarpıp dağılan parçalarımı göreceksin. Ben acıyan yanımı verdim türkülere. Sen türküleri sevmezsin.. Biliyorum Güzel biliyorum, umutsuzluk yok bizim dudaklarımızda. En karanlık gecede bile bir yıldız vardır gökyüzünde. Ne olursun bir kerecik bak yüzüme; evvelbahar eyle Güzel, evvelbahar eyle. Baharı dallara değil, evvel gönlüme eyle…
Yağız atlar koştur bulutlarda. Tez haber salsın ikinci bahara. Ağaçları kıskanır oldum Güzel, dalları kıskanır oldum. En nazlı ceylanların endamıyla gel bana.. En renkli kelebeklerin ahengiyle.. Yüreğimi yollara ekleyip, önüne serdiğim Güzel; toprak ol gel bana, yaprak ol gel.. Tüm suyumu çekmeden kavaklar, evvelbahar eyle Güzel, evvelbahar eyle. Baharı leylaklara değil evvel gönlüme eyle…
Rüzgâr ol, uçur sinemdeki hazanları. Baştan kur beni, sil hafızamdaki karamsarlıkları. Biliyorum umutsuzluk yok bizim lügatimizde. Kırlangıçların kanadında sana yolladığım gönlüme hükmüm geçmez gayrı. Merhamet et Güzel. Yalnızlığın sofrasında, hasreti yudumlarken kanattım gönlümü. Ondandır kırlangıçların acı çığlıkları. Bir dirhem sevda iksiri yetecek yarama. Türkülerden geri al acıyan yanımı. Çok geç olmadan, evvelbahar eyle Güzel, evvelbahar eyle. Baharı kırlara değil evvel gönlüme eyle…
Kelimelerin tükendiği diyarı bilir misin Güzel? Ne tehlikeli yerdir orası. Bazen yağmurun boş yere yağdığını düşünüyorum. Tüm parçalarımı bir araya toplayıp, yeniden bir umut eksem; bir ney sesi ve bir ayna arasında sıkışıp kalmaktan kurtarır mısın beni? Artık boş yere tüketmeyelim içimizdeki denizi. Haydi tut kolundan getir ikinci baharı..
Göçmen kuşlar yola koyulmadan, evvelbahar eyle Güzel, evvelbahar eyle. Baharı gözlere değil evvel gönlüme eyle…