Günlerdir eski anıların voltasındayım
Unuttuğumu sanmış yanılmışım
Gökyüzüne dalıp gidiyorum
Ve uzak şehirler düşüyor aklıma
Anıların tecrit indeyim şimdi
Ah! Kalbim için için ağlıyor
Yüreğimin gözyaşları her şeyi anlatıyor
Yağmur kuşları geçiyor içimden
Kanat çırpınışlarını duyuyorum
Titretiyor beni
Dağların ardına yıldırımlar düşüyor
Yüzün beliriyor gökyüzünde
Ve ellerim terliyor, kayıyorsun avuçlarımdan
Uzak bir anı olmuşum sende
Unutulup gitmişim ezberinden
Şiirlerinde adım geçmiyor
Bir öfkeye kibrit çalmışsın her şeyi
Doğru değil bunlar yemin ederim
İrin gibi bir nefret akıyor gözlerinden
Sözlerin acılara çomak sokar gibi
Bir kadının masum gözleridir gerçek olan
Çocuksu susuşlarındadır doğrular
Harelenen sulardadır saflığının aksi
Doğrular zamana bağlı,
Zamansa vicdanının iki dudak arasında
Elini koyda vicdanına, kalemini kırma
Bil ki yorgun ve yaralıyım anla
Sus ve dinle o duyduğun rüzgârın değil,
Yüreğimin sesi
Kronik bronşitli gibi göğsüm
Her soluk alışta, varlığının hırıltısı
Gittikçe ağırlaşıyor hastalığım
Sonu olmayan sevdalarda tükeniyorum
Mikroplar ele geçiriyor son sığınağımı
Gül diye dikeni kavramış ellerim
Buz tutmuş yere damlayan kan da
Ve ilk kez değildi, ömrüm boyunca
Bugün yüzümde bir başka göz varsa
Sararıp savrulayım güz rüzgârlarında
Bir şiirim kalsın kalırsa benden sana
Bir de kanayan gülü yüreğimin
Eğer içinde ki şüphe çığlık çığlığaysa hala?
Kapat gözlerini, gözlerinin çukurun da öleyim