Arsızlık
Yırtık bir dilek eskilerden kalma
Aşka dair ne varsa Eylül
Dili olsaydı / lal şimdi
Kelimelere can verebilseydi
Renklendirebilseydi renksizliği
Hüzünlü bir yağmur başlardı kalbinizde
Sarı bir ses
Sarı bir yüz düşerdi ellerinize
Avuçlarınız kanardı
Vakti gelmişken hüznün
Mevsime vurmuşken hazan
Susup biraz dinlemek gerekli / dinleyin
Rüzgârın sesi
Sesinde ninnilerle başlayan masal
Beyazlar içinde bir gelin / Ve
Uçurumlar / çiçeksiz Eylül
Bakışları darağaçlarında
Sarkan çıplak ayaklar
Saç uçlarında papatyalar / mevsimsiz /
Hep vakitsiz, hep yarım
Ölümü neden yakıştırır gözlerine
Yakışan - belki de
Telaş etmeyin
Allah şahidimdir
Sevdayı arzu etmiyorum bu Eylülde de
İşte usul usul ilişiyor / yine
Zehirliyor mevsimleri / hep vakitsiz
Tar-u mar ediyor fikri
Yok çaresi, yok
Sevmek / intihar Eylülde