Güneşe dokunmak gibidir suya dokunmak
O zaman ben yanarım
Güneş yanar
Su yanar…
Ve ben ne zaman hatırlasam suyun yandığını
Gözlerimde köze döner bütün yıldızlar
Kül olur avuçlarımda tortuları
Ne yana baksam
Sen yanarsın
Ben yanarım
Su yanar…
Uzatsam ellerimi
Ellerim harlanmış ateş parçası
Ve bir ateş çukurunda umutlarım ağır aksak
Umut yanar
Ateş yanar
Su yanar…
Bütün rüyalarımdan dirildim defalarca
Aklım ermedi uykulara
Yanan suya
Rüyalara
Ve rüya yanar
Akıl yanar
Su yanar…
Ve ben ne zaman hatırlasam suyun yandığını
Pembe güllerin kokusu sırnaşır
Genizimde sana söylenmemiş sözcükler üzerine
Uğruna ölmek kadar vazgeçsem de kendimden
Sessizliğimden utanarak
Dünya yanar
Aşklar yanar
Su yanar…
Ve ben ne zaman hatırlasam suyun yandığını
Ruhuma ağır geldi yaşadıklarım
Anlaşılmaz ve ulaşılmaz oldu düşündüklerim
Ne doluya koydum taştı
Ne boşa bıraktım doldu.
Hangi amaca hizmet ettim bilmeden
Yaşamaktan usandım.
Ve ben ne zaman hatırlasam suyun yandığını
Ateş buza küstü
Buz eridi kahrından
Su bir daha yanmadı.
adem efiloğlu / bir garip ademoğlu