Filistin'in Kanayan Yarası
FİLİSTİN'İN KANAYAN YARASI
M.NİHAT MALKOÇ
Yaşlı dünyamız nice asırlardan beri zulmün olanca dehşetiyle yaşandığı dramlara sahne oluyor. Zalimler bütün şiddetiyle saldırırken, mazlumların gözyaşı sel oluyor. Zalimlerin, mazlumların gözyaşıyla oluşan elem denizinde boğulması için kıyameti beklemekten başka çaremiz yok mu? Bu acı sahneleri seyretmekten usanmadık mı? Kanayan yaraların pansuman edilmesi için daha ne bekliyoruz? Müslümanlar uyuyor mu?
İster Müslüman olsun, ister gayri Müslim olsun, insanlık mazlumdan yana tavır almalıdır. "Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah'ı var" sözü yabana atılmamalıdır. Yeryüzünden kan kokusu silinmelidir. Kabil'in ayıbını daha ne kadar devam ettireceğiz? Habiller'in kanı yerde kalmaya devam edecek mi? Barış güneşi ne zaman doğacak üstümüze?
Nice yıllardan beri Ortadoğu'da kan dökülüyor. Coğrafyalar atlaslardan koparılıyor. Batı ve onun ortakları bu zayıf coğrafyayı kaşımaya devam ediyor. Filistin toprakları yıllardan beri işgal altında. Müslümanların mahremiyeti Siyonistler tarafından çiğneniyor. Yürekler dayanmıyor yaşanan acılara… İsrail kana doymuyor. Zalim İsrail askerlerinin her hareketi "Dağdan gelen bağdakini kovar" deyişini doğruluyor.
Geçmişte İsrail ordusunun bir askeri Filistinliler tarafından esir alındığı için dünyayı ayağa kaldırdılar. Üstelik bu asker sadece esir alındı, öldürülmedi. Bu olay sadece bir misillemeden ibaretti. Kendi ırkından olanları üstün insan olarak gören, karşısındaki Filistinlileri insan olarak kabul etmeyen bu kör zihniyetin feci akıbetini çok merak ediyorum. Rezil ve zelil olacaklarına dair bir şüphem yok. Fakat bunun zamanlamasını merak ediyorum. Bir rivayete göre Yahudileri altında saklandıkları ağaçlar bile ihbar edecektir. Biz kulların acelesi olsa da Allah'ın acelesi yok. O büyük günde herkes yaptığının karşılığını görecektir.
Bugün İsrail zindanlarında binlerce Filistinli tutuklu var. Bunlar yıllardan beri türlü türlü işkencelere maruz bırakılıyorlar. Fakat kimse bunu görmüyor. Arabuluculuk yapan Türkiye, Bush'a durumu açtığında kendisinden beklenen bir cevap veriyor: "Filistin, İsrail askerini serbest bıraksın. Yoksa olaylar daha da büyüyebilir." Dünyayı yöneten adam adeta bir İsrail askerinin ağzıyla konuşuyor. Size de böyle konuşmak yakışır zaten!... Sanki yıllardan beri zindanlarda çürüyen Filistinlilerden haberleri yok. Bu ne perhiz bu ne lâhana turşusu!... Bir insan ancak bu kadar taraf tutup akıldan uzak konuşabilir.
Hain Batı ve onun yoldaşı Amerika, işgalci İsrail'e kucağını açmış. Bir askerin kurtuluşu için kalkmışlar ayağa. Tehditler ve nutuklar savuruyorlar. Öte yandan ölen kadınlar ve çocuklar için kimsenin kılı kıpırdamıyor. Hiç kimse İsrail'e sormuyor: "Sizinkiler insan da berikiler insan değil mi?" diye… Sormuyorlar, çünkü görmüyorlar, görmek istemiyorlar.
İşgalci İsrail, Filistinli rehineleri her zaman koz olarak kullanıyor. Onların üzerinden pazarlık yapıyor. Fakat sıra kendi insanlarına gelince onlara toz kondurtmuyor. Bu Siyonistlerin üstün ırk safsatasının bir sonucudur. Kendi söylemlerini ilâhî bir kanun gibi sayıp ona göre amel ediyorlar. Allah bu zulmü görüyor elbet… Zamanı gelince hesabı görülecektir. Fakat bu hadiseler karşısında Müslümanların tutukluğu ve olanları görmezden gelişi affedilir gibi değildir. Müslümanlar adeta "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' sözünü kılavuz ediniyorlar. Bu söz, o güzel atasözlerimiz içerisine Yahudilerin soktuğu bir fitneden başka bir şey değildir. Zira Resulullah şöyle diyor: "Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olup onun tedavisi ile meşgul olduğu gibi, Müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşmalıdır."
Bir zamanlar "Tutuklanan İsrail askeri şartsız serbest bırakılsın" diyen insanlar, öbür tarafta devam eden saldırıları ve toplu tutuklamaları nasıl da görmüyorlar? Yıllardan beri İsrail zindanlarında her türlü zulüm ve işkenceye maruz bırakılan Filistinli tutsakların serbest bırakılması için yapılan onca pazarlıktan bir sonuç çıkmıyor. Bırakın biraz da Filistinliler esir üzerinden pazarlık yürütsün. 'Tu kaka' etmenin bu derecesine de pes doğrusu!...
(
Filistin'in Kanayan Yarası başlıklı yazı
M.Nihat Malkoç tarafından
22.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.