Kaçmayı denedim, avcısından kaçan ceylan misali
Uzak durmaya çalıştıkça tuzağına düştüm
Ben de hiç sırası değilken ikinci baharların
Nerde kaldı diye yollarında tükendim

Geceydi seni bana yazan, tüm yazgılarımı hiçe sayarak
Aşk dendiğinde susardım önce, şimdi bağırıyorum
Bir şey var bizi bağlayan adını koyamıyorum
Her gün derinleşiyor varlığın, anlatamıyorum
Bekleyişim özlemden, güneşi mi bekliyorum
Seni sevmek megalomanlaştırıyor beni
Bendesin diye seviyorum kendimi
Gözlerine baktıkça sen oluyorum
Rüzgâr kanatlanıyor soluğunda
Sen kokuyorum
Hayalin yetiyor dağıtmaya kanımda ki sisi
Su tanecikleri birikiyor ellerimde
Susadıkça içiyorum aşkın teri diye

Aşkın miladı ne zaman başlamıştır, bilmem
Ben aşkı geceden alıp okudum
Şefkatli avuçlarında ürkek bir kuştu aşk
Bilmediklerimi anlatıyordu gözlerin
Yaralarıyla yaşlanan bir kız çocuğuna
Yılların anlarla tatlandığını öğrettin

Başlangıçta aşkın adı neydi?
Tarih kadar solgundu kimliği
Herkesin aşk tarifi kendine özeldi
Zamana göre sözlerin yeri değişsede
Aşkın adı başka başka çağırılsa da
Bana soranlara aşkın tarifini
İçinde yaşadığın ve yaşattığındır diyorum
( Aşkın Tarifi başlıklı yazı Saliha Kaşkır tarafından 11.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.